‘’Ben sonsuzluklardan   geliyorum. Belleğim çok güçlü olmasına rağmen, nerelerden beri geldiğimi hatırlamıyorum. Bazı olayların sonuçlarını bildiğim halde, ya da ne olacağını tahmin ettiğim halde. Olup biten her şeye müdahale etmem. Ne olup bitiyorsa her şeyi yazarım. Böyle bir güçlü yanım vardır. Yapılan hatalar karşısındaki sabrım sonsuzluklar kadardır. Hiçbir şeye kırılmam, alıngan olmam, küsmem. Olması gerekenler yaşandığında çok mutlu olurum. Bilgiçlik yapmam, böbürlenmem, hiçbir şeye yukardan bakmam zaten bana yakışmaz. Oldukça alçak gönüllüyümdür.’’

‘’Doğa olayları  o kadar korkunçtur ki bazen her şeyin sonunun geldiğini zannederim. Sabırla beklerim, sonunda ortam eski haline dönmeye başlar o zamanlarda hafiften gülümserim. Evren çok müthiş bir varlık. Saman yolundaki güneş  çok muhteşem . Işığıyla , ısısıyla ve devasa çekim  cazibesiyle  o kadar varlığı çevresinde tutuyor. Varlıklarda hissedemedikleri büyük bir hızla ve gürültülerle ondan bir türlü ayrılamıyorlar.’’

‘’Ben size güneşe boyun eğmiş ve dünya adını taşıyan varlıktan söz edeceğim. Dünya o kadar güzel bir yerdeki bugün üzerinde yaşayanlar değerini ve kıymetini bilemiyorlar. Başlangıçta çok iyi hatırlıyorum. Mavi bir su kütlesiydi. Sonra sular çekildi karalar oluşmaya başlamıştı. Çok mutluydu En çok bu yeşil ve  mavi dünyaya bakardım. Bütün canlıları taşımaya ve yaşatmaya adaydı. ‘’

‘’Bu zevkle ve heyecanla izlediğim kürede insan var oldu. Ve insan bu doyumsuz güzelliklere sahip küreye egemen olmaya başladı. Her şeyi izleyerek, zaman zamanda kızarak defterime yazmaya başlamıştım. Bu duruma müdahale edemezdim. Böyle bir görevim yoktu. Beni belki tanıdınız sizlerle beraber yaşayıp gidiyorum ve hep var olmaya devam edeceğim. Benim adım zaman.’’

Varlığından bu yana zamanı tanımak ve anlamak için saat, gün,  hafta, ay ve yıllara bölmüşüz. Acılarımızı, sevinçlerimizi, hayatlarımızı bu zaman dilimleriyle ifade ediyoruz. Bu yazımda yakın zamanda yaşadıklarımızdan söz edeceğim. Aslında yaşananlar zamanın ve bizim belleklerimizde kayıtlı halde duruyorlar. Yeniden hatırlamış olacağız.

Hızla değişen dünyamızın en belirgin özelliği bilgi ve bilgi teknolojilerinin egemenliği olduğunu biliyoruz. Gelişmeler, doğayı da çok etkiledi. Ormanlar, su kaynakları, denizler, akarsular, ve üzerlerinde yaşayan hayvanlar çok değiştiler. İnsanların duygu ve düşünceleri de derinden değişti. Haberleşme ve sosyal etkileşim hızlandı. Robotlar çalışma hayatına girdi. İnsan emeğine ortak oldular. Üretim aşkı azgınlaştı, enerji yeterli olmayınca doğal kaynaklar kullanılarak, çevre sorunlarının ortaya çıkmasına neden oldu. Hidroelektrik, rüzgar, nükleer enerji, jeo termal ve biyoenerjiler devreye girince doğa ve atmosferin dengeleri ve iklim değişiklikleri büyük sorunlara neden oldu.

Bilgi ve teknoloji alanındaki gelişmeler sonunda bilgisayarlar ve tabletler, akıllı telefonlar  hayatımıza girdiler. Bu gelişmeler elimizde olmadan ruhlarımızı teslim aldılar.  Bu arada çocuklarımız yalnızlaştı. Yetişkinler konuşmaktan sohbet etmekten uzaklaştı. Evde , sokakta, işyerinde, kafede, elindeki tableti ve telefonuyla baş başa kaldı. Nerede olursak olalım sanal alemden alış veriş yapmaya başladı. Bulunduğu yerden ücretini ödeyerek. Böylece yalnızlaşan insanları da yönetmek haliyle kolay oluyor.

Hayatımızı kolaylaştıran bu yeniliklere karşı gelmek imkansız. Engellemek mümkün değil. Burada sanki insanlar bir merkezden yönetiliyor. Merkezin istediği yönde değişim hızlanıyor. Son ABD seçimlerinde Elon Mask’ın nasıl bir etki ve gücüyle sonucu değiştirdiğini gördük. Sanal dünya ya ruhunu ve duygularını  teslim eden insan fazlaca okumayan, resim yapmayan, şiir yazmayan ve okumayan, yaratıcılığı körelmiş insan, robotlardan sevgili edinmiş insan ne zamana kadar böyle yaşayabilir?  Bütün bu olumsuzlukları  çocuklarımıza bu iletişim araçlarını yasaklayarak başaramayız. Çocuklarımızın gönlüne, yüreğine ,beynine girebilen tek şey sevgidir. Merhamettir. Her yaşta sevgimizi göstermektir, kucaklamaktır, bağrımıza basmaktır. Yalnız olmadığını hissettirmektir. En büyük bilgeye  yani zamana soralım. Zaman şöyle dedi.’’ İnancım  o ki insan ve insanlık kendini yeniden hatırlayacaktır.’’