Geçmiş zamanlara   doğru giden  yolumuz bizi  bin dört yüz elli yıl öncesine götürüyor. Anadolu muzun orta yerindeki Kapadokya da yer alan Arabissos’da  şimdiki adıyla Nevşehir’de hikayemizin kahramanı dünya ya merhaba demişti. O dönemin ailelerinin ve erkek çocuklarının en güzel ve büyük hayalleri zamanın   egemen gücü Roma İmparatorluğu  ordusunda yer almaktı. Mavrikios amacına ulaşmıştı. Orduya katılmıştı. Doğudaki en güçlü ve önemli sınırdaşları  şimdiki İran o zamanki Sasaniler le bitip tükenmek bilmeyen savaşları sürmekteydi. Bu savaşlardaki başarılarından dolayı kısa zamanda ordu komutanlığına atanmıştı. O zamanki İmparator dünyaya veda ederken yerine Mavrikios’u işaret etmişti.

Döneminde Roma imparatorluğu bilim, teknik ve sanat bakımından çok farklı gelişmeler sağladı. Dünya insanlığına da çok önemli bir miras bırakmıştı. Strategikon (Strateji) adlı eseri askeri bilimler üzerine önemli bir baş  yapıt olarak kabul edilmiştir. Askeri okulların önemli bir eseri olmuştur. Eserin en belirgin özelliği farklı görevlerdeki birliklerin birlikte komutası, kontrol edilmeleri ve yönlendirilmelerinden söz edilmiş olmasıdır. Strateji askeri bir bilim olarak bir savaşta amaca ulaşmak için askeri birlikleri uygun bir biçimde kullanma sanatı ve bilimi olarak tanımlanmaktadır.

Strateji de örgütlenme, silahlanma ve kullanılmaları, taktikler, haberleşme, şifreli gizli mesajlar gönderme, kuşatma ve savunma hileleri anlatılmaktadır.’’ Savaşları kazandıran üstün kuvvet ve cesaret değildi. Savaşları kazandıran eksiksiz ve detaylı planlar ve zekaydı.’’ düşüncesi eserin özetini anlatmaktaydı. İyi bir generalin ağzından ‘’Asla bunu beklemiyordum’’ cümlesi çıkamaz diyerek  her şeyin her zaman olabileceğini düşünerek her türlü duruma hazır olunması gerektiğini anlatmıştı. Ayrıca aklın her şeyin üstünde olduğunu bilmeliydi.

İyi bir general askerler gibi sade ve basit bir hayat sürmelidir. Onlara karşı babacan davranmalı, gerektiğinde askerlerle birlikte çalışmalıdır. Emir verirken bile nezaketli olmalıdır. Askerlerin güvenliğini, maaşlarını, yiyeceklerini yakından ve bizzat takip etmelidir.

İyi bir general ganimetlerin paylaşılması sırasında kendisine düşen paydan daha olan kısmını almalıdır. İyi bir general haklı bir dava uğruna savaşmalıdır. ( Günümüzde kabul edilmeyen bir düşünce)

İyi bir general tehlikeli ve sonucu belirsiz  bir savaşa asla gönderemez. İyi bir general eline büyük bir fırsat geçmedikçe düşmanla savaşa girmemelidir.

İyi bir general ertesi günü neler yapacağını düşünmeden ,hangi işleri yapacağını planlamadan asla uyumamalıdır. İyi bir generalin yüzü daima iyimser görünmelidir.

İyi bir general subayların ve askerlerin özel yeteneklerini bilmek zorunda olmalıdır. İyi bir general askerin cesaretini hesaplamadan  savaşa sokmaz.

Düşman esip gürleyen değil. İş bitirici komutandan korkar. Akıllı bir general savaş alanında hiçbir şeye kesin gözüyle bakmaz.

Lükse düşkün bir general bütün orduyu mahvedebilir. Bitirebilir. Devletin parasını  hesaplı ve planlı harcamalı. Bazen bir cimri gibi, yerine göre de gerekli harcamayı yapmalıdır. Çarpıcı düşüncelerden bazılarını sıraladım. Roma İmparatorluğu iki bin yıl yaşayan yeryüzündeki tek örnektir. Hiçbir şeyin tesadüf olmadığını hatırlarsak  neden bu kadar uzun yaşadığını anlayabiliriz. Askerlikten, yola kadar, köprü, kemer, kubbe, bayındırlık alanında ve en önemlisi Roma hukuku bilimiyle ve seksen bin kişilik Gymnazyumlarıyla, sanat anlayışıyla insanlığa hizmet etmiştir.

Bu yazımdaki  imparator, ve general kelimelerinin yerine günümüzdeki yönetici ve siyasetçi gibi kelimeleri koyarak okursak çok anlamlı olacağını anlatmak istedim.