İnsanın yaşamı yararına yapılmış olan olumlu bir işi, eylemi ya da yaratıyı onaylamakta ve övmekte uygulanan, iki elin avuçlarını birbirine vurarak çıkarılan sesle ortaya konulan değerlendirme ve anlatım yolu olan bu güzel hareketi bilmeyen yoktur.

  Söylediklerine, senden duyduklarıma ben de katılıyorum, seninle aynı fikirdeyim, yanındayım seni kutluyorumdur. 

Türkçe alkamak "övmek, medh ü senâ etmek; şükretmek, hamdetmek" kökünden gelen ve Kâşgarlı Mahmud tarafından Hz. Peygamber'e getirilen salavat anlamında da kullanılan alkış kelimesi, bugün sadece el çırpmak suretiyle ifade edilen takdir gösterisinin adı olarak kullanılmaktadır.

Türk-İslâm tarihinde ise devlet büyüklerine karşı törenlerde söylenen övgü, şükür ve iyi dilek sözlerine alkış adı verilmiştir.

  Tüm insanlık olarak  birbirimizin  başarılarını  taktir etmek varken neden  alkış  tutacak eller göz yaşlarını siliyor?

  Karşımızdaki kişinin sevincini, başarısını kutlamak için bir elin çıkaramadığı sesi, iki elimizi kullanarak çıkardığımız o muhteşem melodiyi birbirimize  neden çok  görüyoruz?

 Oysa ki farklı fiziki ve ruhi  yaradılışlarından  dolayı  insanların, olaylar karşısında değişik tepkiler gösterip, beğendiği ve  taktirlerini belirtmek  için  yaptığı en güzel hareketlerden biridir. 

Sahnede şiir okuyan, şarkı söyleyen ya da taktir gerekecek hoşumuza giden sözler söyleyenler  için  iki elin dansı olan bu  hareketi ve sesi birbirimizden kıskandığımız günlere geldik.

Kendi benliğini bulan insan takdir etmeyi bilir. Yaşamın anlamı insanları mutlu etmekten başka ne olabilir ki?  Alkışta dua niteliğinde bir harekettir.

Hayat hiçliğin mutlu sessizliği değimlidir?

 Gereksinimler hiç bitmeyen bu dünyada kalıcı olarak mutlu olmak mümkün olmadığından dolayı, bari bir anlık bizi mutlu eden insanları  bizde mutlu edelim. Saatler ne kadar hoş geçirilirse o kadar çabuk geçer.  Ne kadar acı geçerse de uzadıkça uzar. Eğlendiğimizde değil sıkıldığımızda zamanın ne kadar çabuk geçtiğini anlarız.

Merhamet tüm ihtiyaçlardan önce gelir ve insanlara verilen en güzel değerdir. Merhametli ellerle birbirimizi alkışlayacağımız  günler çok yakında.

Bu kadar tahammülsüz bu kadar sert  olmaya  yıkmaya kırmaya gerek var mı?

 İnsan’ın insanı üzmek yerine taktir  etmesinden daha güzel ne olabilir ki.

Toplu yaşamak durumunda olduğumuz bu hayatta  başarılar ve mutluluklar karşısında   birbirimizi alkışlamak bu kadar zor gelmemeli.

İyi dilekler ve övgüler yumağı içinde yaşamak ne kadar zor olabilir? 

Maçta sporculara destek vermek, konserde sanatçıyı  coşturmak, kürsü de konuşanı  beğendiğimizi belirtmek  ve bunun gibi bir çok güzelliğin paylaşıldığı anlarda yapılan   ellerin  erdemli dansıdır.

Coşkulu halde seyirci desteği ile yapılan konserde alınan hazın tadını alkışa boğulan soliste sormak lazım. .

 Gelelim günümüz yaşam şartlarına ; ne için alkış tutacağız?

Hiç yoktan kendi çıkarları uğruna evinden, yuvasından çıkarılan, öldürülen insanlar için mi?

Yaşlı gözlerde şebnemlerin titrediği şu günlerde

Umuda, gurur’a  alkış  tutması gereken eller neden silah tutuyor?