Geçen yazımızda Arrundell ’in 500 haneli küçük bir köy diye sözünü ettiği kaza sadece birkaç yıl içinde göçler alarak hızla büyümeğe başlamıştı.
1829 yılında bağımsızlığını kazanan Yunanistan’daki yönetimi beğenmeyen Rumlar, (ki kendileri daha önceden Anadolu’dan Yunan yarımadasına göçen Hristiyan Türklerdi) diğer Ege bölgesi yerleşim yerlerine olduğu kadar Salihli’ye de (2000 kişi kadar) göç ederek, şehrin ekonomisine katkıda bulunmaya başlamışlardır. Burada terzilik, kunduracılık gibi küçük el sanatlarının yanı sıra tarımla uğraşmaktadırlar. Bereketli topraklarda ticaret yapmak üzere az sayıda da olsa Yahudi (200 kişi) ve Ermeniler de (80 Kişi) Salihli’ye yerleşmişlerdir.
1831 yılında yapılan nüfus sayımı sonuçların ait evraklarda Salihli’den ilk defa Kaza (ilçe) olarak yazıldığına tanık oluyoruz. Ayrıca kendisine bağlı bir Tatar köyü (Yılmaz Beldesi) ve Tatar çiftliği köylerinde, Tatarlar ve Rumların yaşadığını görüyoruz. Burada anılan Tatarların, Rus baskısından kaçan Kırımlı, Başkırd, Nogay’lar vb. değil, Timur ve hatta ondan da önce Anadolu’ya gelen akıncılar olduğu varsayılıyor. Araştırmalarımıza göre Tatar Çiftliği olarak anılan yer bugün Ahmetli sınırları içindeki Tatar Ocağı köyüdür.
Salihli’nin ilçe olduğu yıllarda Osmanlı İmparatorluğu siyasal yaşamının sonuna gelmiştir. Bütün Avrupa’nın “Hasta adam” dedikleri Osmanlı İmparatorluk toprakları, isyanlar sonu çıkan savaşlarla birer birer elden çıkıyor, yerine yeni devletler kuruluyordu.
1854 yılında Kırım Savaşından sonra, Kırım, Bulgaristan ve Memleketeyn denilen, şimdiki Romanya topraklarında yaşayan Eflak-Boğdan Türkleri, Rus baskısından dolayı Anadolu’ya göç etmek zorunda kalmışlardır. Sultan Abdülhamid, bu göçlerin bir bölümü Salihli’ye yönlendirmiş, başta Kocaçeşme civarı ve Tatar (Yılmaz Beldesi) olmak üzere çevreye yerleşmişlerdir.
1869 tarihli bir belgeye göre Adala kaza olup, Sart nahiyedir. Bu belgeye göre bazı yerlerde nahiye örgütünün kuruluşu 1871 öncesine gidiyordu. 1877 yılına ait belgelerde Salihli, Aydın vilayeti, Saruhan (Manisa) sancağına bağlı bir kazadır.
Salihli, 1875 yılında açılan demiryoluyla hem İzmir’e hem de Manisa makası ile Bandırmadan vapur aktarmalı olarak başkent İstanbul’a bağlanmıştır. Birkaç yıl içinde Afyon üzerinden iç Anadolu’ya bağlanması ile de Salihli kazası hızla gelişmeye başlamıştır.
Gayri Müslimler, genelde 1875 yılında açılan, İstasyon ile şehri birleştiren Mithatpaşa (Sevgi yolu) caddesinde oturuyorlardı. Rumların Atatürk İlköğretim okulunun yerinde bir Kiliseleri, Keskiner Pasajı ile Belediye Tiyatro salonu arasında bir okulları vardı. Yahudilerin, Dibek caddesi üzerinde bir Havraları ve Huzur evinin arkasında mezarlıkları vardı.
Gelecek yazımızda Salihli’mizin kuruluş yıllarını anlatmaya devam edeceğiz, hoşça kalınız değerli okurlarımız.
Mustafa Uçar