Kula-Salihli Jeoparkı içinde yer alan ve ilgi çeken “İlk İnsan Ayak İzleri” tarihlendirme açısından akıl karıştırmaya devam ediyor.
Konuyla ilgili yaptığımız araştırmalar sırasında Antropolog Profesör Fikret Ozansoy (21 Aralık 1912, İstanbul- 28 Kasım 2006, İstanbul) un, Ankara Üniversitesi, 1969 yılı 67 No.lu çalışma raporunu gördük. Fikret Ozansoy, 1958 yılı içinde Salihli Demirköprü Barajı inşaatı sırasında yerel halkın insan ayak izleri bulup bunları para karşılığında sattığını öğrenen o yıllarda görev yaptığı MTA kurumu tarafından görevlendirilerek 10 Mayıs 1969 tarihinde Salihli’ye geliyor, incelemelerin yapmağa başlıyor.
Gerçekten de ayak izlerinin satıldığını hem de yurt dışına götürüldüğünü öğreniyor. Devletçe yapılan soruşturma sonucu bir ayak izinin Demirköprü Barajında görev yapan Jeolog Thomas Barton tarafından satın alınıp İsveç’e götürüldüğü ve bu ülke televizyonunda 20 dakikalık tanıtım yapıldığı ortaya çıkmış. Fikret hoca ayak izlerini sahada inceleyerek aşağıda kısa özetini verdiğimiz raporu yazmış.
Rapor şöyle:
“Ayak izlerinin somatik karakterleri (Somatik sinir sistemi (SSS), çevresel sinir sisteminin bir bölümüdür. Vücut hareketinin çizgili kas vasıtasıyla istemli kontrolünü sağlar). İzlerde kesin olarak erectus bipedalizm mevcuttur (dik yürüyen iki ayaklı bir yaşayış). Baş parmak kendisini izleyenden açık surette ayrıktır, yani aralarında bir diastem vardır (ilkel nitelik). II nci, III üncü ve IV üncü parmaklar arasında da belirli diastemlerin varlığı görülmektedir (ilkel nitelik). İzlerin bir kısmında (negatif ve pozitiflerinde) ayak tabanının ön kısım bölgesinin nispeten geride yer almış olma intibaı dikkat çekicidir. Eğer böyle ise, buradaki erectus bipedalizm safhası, Homo sapiens evrim safhasının gerisinde kalan bir dönemi işaret etmektedir. İzlerin hiç birisinde «düz taban» yapı mevcut değildir. Tarsal bölge (ayakta ön ve orta kısımda ayak parmaklarının hemen arkasında bulunan ince ve uzun kemiklerdir.) transversal (enine) bir gelişim gösterir. Lateral kenar, dışbükey bir yapı gelişimi göstermektedir (ilkel nitelik). V inci parmak nahiyesi kuvvetlidir, yani masiftir- (ilkel nitelik). Bu özet açıklamadan anlaşılacağı üzere, izlerde belirli olarak ilkel karakterler mevcuttur.
Pleistosen ya da Pleyistosen, genellikle halk dilinde Buz Devri olarak adlandırılan, yaklaşık 2.580.000 ila 11.700 yıl öncesini kapsayan jeolojik çağdır. İzlerin II nci Pluvial (Buzul) devre bitim çağı içinde bırakılmış olduğu söylenebilir. Bu çağ, 250 000 yıldan az önce ve fakat daha sonra değildir.
Rölatif olarak orta pleistosen 250 bin yıl öncesine ait olan bu izler dünya fosil insanlarının halen bilinen en eski somatik örnekleri olarak büyük önem taşımaktadır. Bu tip buluntular daha genç jeolojik bir çağa ait olanları eser halinde Fransa ve İtalya’da tespit edilmiştir”
Ayak izlerini ilk duyduğumuzda 26 bin yıllık olduğu söyleniyordu, Göbekli Tepe bulunduktan sonra 12- 11 bin yıllarına indirildi, son zamanlarda yapılan bir araştırma sonucuna göre 4.500 yıla ait olduğu söylendi. 26 bin veya 12bin yılı kabul ediyorum da 4.500 yıl öncesini ortaya atanlara sorularım var; 1- Bu ayak izleri nerde çıktı? Kula bölgesi Yanardağları hangi tarihlerde söndü? Hadi mantık yürütelim: Ayak izleri Kula volkanik cüruf ve Kayaşlarının altından çıktı tamam, eğer volkanlar 11 bin yıl öncesi söndü ise bu ayak izlerini kimler 4.500 yıl sonra Kayaşların altına süpürdü?
Umarım bilim insanları yanıt verirler, bizler de akıl karışıklığından kurtuluruz.
Mustafa UÇAR