Bazen kelimelerin gücü yetmez ruhundaki sızıntıyı kesmene, bazen de nefesin yetmez zihnindeki depremi haykırmaya...

En son köklerimi toplayıp giderken, küskünlükten mi dökülüyordu yapraklarım, yoksa kırgınlıktan mı kırılıyordu dallarım, bilemiyorum..

Ben durmadan, bir türküyü susturuyorum.

Ben durmadan, koşarken, kanadını kırıyor bir serçe.

Ben durmadan dururken, boynunu büküyor avuntu...

Bazen emekleyerek dökülür dudaklarından kelimeler, sığ bir suya mühürlenir sözler, bazen de derin bir keşkede bekledikçe belirsizleşir anlam..

En son köklerimi toplayıp giderken, saçlarımdan başka kırılacak bir şeyim mi  kalmamıştı, yoksa imkansızlığın bıçak sırtı hali mi, cazip gelmişti bilemiyorum.

Ben durmadan, bir atın yelesinde kırbaçlanan rüzgâr.

Ben durmadan, dilini bilmediğim bir ezgide nakarat.

Ben durmadan, bir taşa, bin dua gömen bir gezgin...

Bazen elinde bavuluyla, içindeki boşluğu gezdirir insan. Boşluk ki herkes için farklı makamda çalar, bazen de herkesin acısını farklı tartan hayatın terazisine bakarken, kendini unutur insan...

En son köklerimi toplayıp giderken, eteğimdeki öfkenin rengi mi soluyordu, yoksa içimde bekledikçe birikenlerin askısı, omzumu kesmeye mi başlamıştı bilemiyorum..

Ben durmadan, dikişlerinden anılar fışkıran bir yara.

Ben durmadan, yağmayan bir buluta bakarken

Ben durmadan bir sesin kayalıklarından tepetaklak!

Bazen salatadaki eksik tuz gibidir hayat, tutar dingin bir şarkıyı bağıra çağıra detone eder, bazen de alır zirveye çıkarır, dizinden dermanı çekip aldığını inmeye karar verdiğinde fark edersin..

En son köklerimi toplayıp giderken, dikişlerinden anılar mı sızıyordu yaramın, yoksa  ruhumdaki o kekremsi tat mı kendini hatırlatıyordu bilemiyorum...

Ben durmadan, kendimle aramda uzun bir mesafe.

Ben durmadan, sınırlarımı illegal bir ihlal.

Ben durmadan kedere yalın ayak bir mülteci.

Neden sorulardan nefret ediyorsun? Diye sordular.

Cevapların  incitmeyeceğini bilsem neden olmasın dedi kararlılıkla.

Bir yara kabuk bağlamak üzereyken tekrar kanamaya yelteniyorsa kökünden kazıyacaksın,  aynada dağılan sesine inat.

Ben dikey bir umuda, koşar adım kırılan bir heves.

Ben durmadan giden, ama varamayan üzgün bir yol.

Ben durmadan, kaderin sayfasında bir ayraç.

Ben durmadan bin acıya, sonsuz bir durak..

Tutup kıyımdaki otları da yaktım, yaralarıma desenler işlerken.