Belma’ya ve bütün güzel insanlara...
Kasıtlı olarak birileri tarafından görmezden gelinmeye çalışıldıkları zaman, inatla yok sayılmaya devam edildiklerinde bile kendini göstermek zorunda hissetmezler, konunun üstünde durmazlar, burdayım diye bağrınmazlar, kötüye kötülükle karşılık vermeyi tercih etmezler, her kötünün iyi bir yanını bulmaya çalışırlar..
Dertleri önemli kişi olmak değildir ama önemli işleri yapmak isterler, yaptıkları işte ilk düşündükleri şey kendi menfaatleri değil o işin hayata kattığı faydalardır. Ellerine aldıkları işi yarım bıraktıkları görülmemiştir, ellerine aldıkları işi tamamlamadan içleri rahat etmez o yüzden çabuk yorulduklarına şahit olamazsınız, çok çalışırlar bundan yüksünmezler, çalışan demirin paslanmayacağını kendilerine şiar edinmişlerdir, kendilerine en güzel ibadetlerden birinin, dürüstlükten ayrılmadan çalışmak olduğu öğretilmiştir.
Bir yerde hata varsa ilk yaptıkları dönüp, kendilerini süzgeçten geçirmektir, başkasının hatasına denk geldiklerinde ise ellerinde davul zurna halaya durmazlar, gördükleri hataları sessizce telafi etme yolunu seçtiklerinden olsa gerek, başkasının burnunu işaret etmeden, önce gözündeki çapağa bakıp utanmasını da iyi bilirler!
Güzeldirler lakin bununla böbürlenmezler, güzelliğin geçici olduğunun farkındadırlar, kimilerinin nemalanmaya çalıştığı şeylere ellerini uzatmaya tenezzül etmezler, dostlarını satmazlar, afraları yoktur tafraları hiç yoktur, onlar yürüyünce dünya dönmeyi unutmuş gibi olur öylece bakakalırsınız...
Elbette hataları vardır, insan denen varlık kusursuz değildir, hata yaptıklarında hatasız oldukları konusunda inatlaşmayı sevmezler, kitaplarında kendi hatalarına başkalarını kurban etmek de yazmaz! İyilikleri de sessiz sedasızdır, başkalarının hatalarını sessiz sedasız kapatmaları gibi...yaptığı iyilikleri tellal eşliğinde duyurmaya çalışmazlar!
Alkışlanmak için dalavereler çevirmezler, aksine alkış gelip onları bulur ki, koca evrene baktıklarında insan denen varlığın ne kadar aciz olduğunu öğrenmişlerdir o yüzden başları dik gezerler, kimseyi küçük görmezler, başkalarının hayatları, başkalarının yaptıkları hakkındaki gereksiz bilgilerleri zihinlerine kaydedip bunlarla meşgul olup zaman kaybetmezler, depoladıkları gereksiz bilgileri oradan oraya nakletmeyi sevmezler.
Sadece işleri düştüğünde de selam vermezler!
Günlük düşünmezler, derin soluklar alıp uzun mesafeleri düşünerek yola çıkarlar. Yol çetin ve uzun olsada kestirmeler yapmazlar, kendi doğrularında ilerler, söz verdiklerini yarı yolda bırakmazlar, ketumdurlar ser verip sır vermezler, gönül koyarlar susarlar ama kapıları çalındığında da sırtlarını döndükleri görülmemiştir.
Muhabbetleri güzeldir, gülümseleri daha güzeldir, yüzlerinde hep bir gülümseme vardır zira ciddiyetin asık suratla değil, prensiplerle olduğu öğretisi iliklerine işlemiştir. Dünyada sanki yalnız kendileri yaşıyormuş gibi kafalarını kendilerine gömmezler..
Ayağım elim yorulmasın, yalnızca çenem yorulsun ama mühür de hep dibimde dursun demezler, yaptıkları işi allayıp pullayıp pazarlamazlar, pireyi deve yapmazlar,
karşısındakiyle saygılı konuşmayı severler, incitmekten imtina ederler, incinen biriyle birlikte kalplerindeki sızı şakaklarına vurur.
Kıskanç değillerdir, dostlarının başarısıyla mutlu olurlar, taşları kıskandıran sabırları vardır, başkasının ufak bir yanlışını gördüklerinde, kendi pisliğine paravan yapma telaşına düşmezler!
Hayatımızın bir dönemine denk gelen, hayatımızı anlamlandıran, hayatı yaşanır kılan böyle güzel insanlar da var, yanınızda, yörenizde, yakınınızda, böyle güzel insanlar varsa ellerini bırakmayın.