“2022 Dünya Adalet Endeksi verilerine göre Türkiye, ceza yargılamasını zamanında tamamlama konusunda 140 ülke arasında 109’uncu sırada, adaletin makul sürede tesis edilmesi konusunda da 117’nci sıradadır.”

Anayasa Mahkemesi, son dönemlerde verdiği yasa hükmü iptalleri ve ihlalleri kararlarıyla hukuk gündeminde büyük yer ediniyor. Bunun yanında yüksek mahkeme, 10 Ekim 2023 tarihinde bir basın duyurusu da yaptı.

Bu basın duyurusunda mahkeme, makul sürede yargılama yapılamamasının bir YAPISAL SORUN olduğuna değindi ve kararını daha önce bu sorunun çözülmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderdiğini, böylece mahkeme kendi anayasal yükümlülüğünü yerine getirdiğini belirtmiştir.

Mahkeme buna ilişkin birçok karar verdiğine tekrar tekrar belirtmiştir. Özellikle yüksek mahkeme, 2012 ile 2023 tarihleri arasında makul sürede yargılama hakkı kapsamında yapılan toplam 56.443 başvurunun TAMAMINDA ihlal kararı verdi. Tekrarlıyorum, 56 bin 443 dosyanın TAMAMINDA yargılama çok uzadığı için ihlal kararı verilmiştir.

Yine 2022 Dünya Adalet Endeksi verilerine göre Türkiye, ceza yargılamasını zamanında tamamlama konusunda 140 ülke arasında 109’uncu sırada, adaletin makul sürede tesis edilmesi konusunda da 117’nci sıradadır.

Ülkemizde adaletin gecikmesi her zaman bir sorundu, ancak bu kadar korkunç istatistikleri öğrenince ben de çok şok oldum. Aynı zamanda canım sıkıldı.

Aslında, yargılamanın çok uzaması nedeniyle bir başvuru yolu daha var hukukumuzda: Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonuna başvuru. Ancak bu başvuru AYM’nin bahsettiği yapısal sorunu çözmemekte, sadece cüz’i miktarda tazminata hükmetmektedir.

Anayasa Mahkemesi de bu yolun, makul sürede yargılanma hakkına ilişkin yapısal sorunu çözmediğini, bu nedenle bu sorunun çözülmesi için TBMM’ye başvuru yaptığını belirtmiştir. Bu sorun çözülene kadar da makul sürede yargılama hakkına ilişkin başvurularda, bir yararı olmadığından dosyaların düşürülmesine karar verileceğini bildirilmiştir.

Böylece makul sürede yargılanma hakkına ilişkin olarak AYM, adeta isyan etmiştir. Bence isyanında da haklıdır. Nasıl haklı olmasın ki?

Bu sorun, vatandaşların hukuka olan güvenini iyice azaltmakta, hatta bazı vatandaşları sorunlarını hukuk dışı yollarla çözmeye itmektedir.

Gelişmiş bir ülkenin olmazsa olmazı hukuktur. Ancak sadece kağıt üstünde belirlenerek hukuk etkili bir şekilde tesis edilmiş olamaz. Hukukun doğru bir şekilde uygulanması, uygulama süresinin ondan beklenen faydayı yok edecek kadar uzun olmaması da oldukça önemlidir.

Umarız, Anayasa Mahkemesinin bahsettiği yapısal sorun bir an önce çözülür.

Saygılarımla.

Yıldıray ÇIVGIN