Günlerdir hem hukuk kamuoyu hem de genel kamuoyu Narin’i konuşuyor. Neredeyse herkes onun bulunması için çaba gösterdi ancak kaybolduktan 19 gün sonra küçük Narin’in cansız bedenine ulaşıldı.

Yetkililer küçük cansız bedenine ulaşıldığını açıkladıklarında aileye başsağlığı dilemedi. Bu da Narin’in ölümünde tüm ailenin hatta neredeyse tüm köyün sorumlu olduğuna işaretti.

Amca tutuklandı. Şu an da bildiğimiz kadarıyla en az 24 kişi daha gözaltında. İfadeler alınırken, gözaltına alınan bir kişi itirafta bulundu ve Narin’i bulunduğu yere amcasının azmettirmesiyle kendisinin gömdüğünü anlattı.

Olay henüz tam aydınlatılmış değil. Küçücük bir çocuğun bu şekilde öldürülmesi ve soğukkanlılıkla ailesi ya da köyündeki diğer kişilerin olayları saklaması elbette oldukça vicdan yaralayıcı. Bu acıyı tarif etmeye sözcükler yetersiz.

Narin geri gelmeyecek. Failleri tam olarak tespit edildiğinde verilecek cezalar da getirmeyecek onu.

Ancak Narin’den sonra çocukları koruyabilmek için faillerinin tespit edilip adalet sağlanması çok önemli. Çünkü bu olaylarda adalet sağlanmadığında, daha sonraki cinayetlere cesaret verilmiş olur.

Şu ana kadar ülkemizde çocukları koruma konusunda iktidar son derece başarısız. Cumhuriyet’te Rengin TEMOÇİN tarafından yapılan bir habere göre Adalet Bakanlığının 2023 raporlarında çocuğun cinsel istismarı suçundan yürütülen dosya sayısı 66 bin138. Bu sayı, önceki yıllara göre oldukça yüksek.

Dolayısıyla şu ana kadar yapılan hukuki düzenlemeler çocuklarımızı korumaya yetmedi.  Cezalar da caydırıcı olmadı. Bunların yanında iktidarın güttüğü cezasızlık politikası da bu tür olayların yaşanmasını artırdı.

Son olarak cenazede tabutun üzerine gelinlik konulması da aslında sorunun zihniyetten kaynakladığını da gösteriyor. 8 yaşında bir çocuğun cenazesine gelinlik bırakılması kabul edilebilir değildir.

Ne yazık ki Narin ilk çocuk değildi ve böyle giderse son çocuk da olmayacak.

Işıklar içinde uyu Narin.

Saygılarımla.

Yıldıray ÇIVGIN