Ülkemizin üzerinde kurulu olduğu coğrafya, yazılı tarihin başladığı ilk yıllarda tutulan kayıtlara göre gelişmiş medeniyetlerin, kent devletlerinin yok olmasına neden olan bir çok doğal afete maruz kalmıştır. En son bu yıl içerisinde 6 Şubat tarihinde yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli depremler de ne ilkti ne de son olacaktır. Özellikle geçen günlerde tekrar güncellenen ülkemiz fay hatlarını gösteren harita, yüz yüze olduğumuz tehlikenin büyüklüğünü en yalın haliyle göstermiştir.
Deprem güncelliğini devamlı koruyan bir tehlike olmasına rağmen, diğer afet türleri olan sel baskınları, heyelan, çığ düşmeleri, uzakta yavaş yavaş beliren kuraklık ve su kıtlığı, insan kaynaklı teknolojik afetler halkımızın gündemine iyice yerleşmiştir. Bu noktada devletimizin bu konuyla ilgili kurumları, kamu personelinin ve vatandaşların eğitimi için yoğun çaba harcamaktadır.
Örneğin T.C. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi (CBİKO) tarafından son derece profesyonelce hazırlanan Afet Farkındalık Eğitimi, kamu çalışanları tarafından 31 Aralık’a kadar bitirilmesi gereken zorunlu eğitim kapsamındadır.
Yine Milli Eğitim Bakanlığı Hizmet İçi Eğitim Modülünde yer alan Afet Farkındalık Eğitimi öğretmenler tarafından alınması gereken eğitimler kapsamındadır.
Afet ve Acil Durum yönetim kurumumuz olan AFAD ise, son yıllarda yurt içi ve yurt dışı afetlerde gösterdiği profesyonel çaba ile göz doldurmaktadır. Özellikle dünyada örnek olarak gösterilen Afad Gönüllülük Sistemi ile sayıları binleri bulan Afad destek gönüllülerinin yetiştirilmesi başarıyla devam etmekte olup, geçen yıllarda yaşanan orman yangınlarına müdahale , Van Bahçesaray karayolu çığ felaketi, Kastamonu Bozkurt ilçesinde yaşanan sel felaketi, 6 Şubat Maraş depremlerinin yıkıcı etkisinin anlaşılmasından itibaren kamu çalışanı arama kurtarma ekiplerinin yanında yaklaşık 55 bin arama kurtarma gönüllüsünün derhal afet bölgesine hava ve kara yolu ile sevk edilmesi, AFAD Başkanlığının zorlu koşullara rağmen görevini yerine getirmekteki kararlılığını ortaya koymuştur.
Gerçekçi olalım. Afetin iyisi kötüsü, ağırı hafifi olmaz. Yıkıcı etkisi engellenemeyen, hayatı felç eden , can ve mal kaybına sebep olan her afet gerçekleştiğinde, zarar azaltma ve hazırlık aşamalarında ne kadar başarılı olunduğu, afete ve sonrasına müdahalede başarı oranı ile doğru orantılıdır. Yani hazırlık aşaması ne kadar iyi olursa, can ve mal kaybı da o kadar düşük olacaktır.
Sorunlu zeminde inşa edilen, afete dirençsiz konutların can kaybına neden olacağı vatandaşlarımızca bilinmesine rağmen maalesef pek çok yerde kentsel dönüşümü engellemek için kimi vatandaşları örgütleyeni mi ararsın, binasının kullanım alanı küçülecek diye veya kentsel dönüşüme girmesini engellemek için bina tapusunun yüzde 1’ini Kenya vatandaşına satıp, tebligat adresini Kenya göstereni mi ararsın, duydukça hayretler içinde kalıyorum. İşte bu nedenle vatandaşlarımıza afet farkındalık ve duyarlılık eğitiminin küçük yaştan itibaren verilmesi gerektiğine inanmaktayım.
Kısacası bu konuya vatandaşların bakış açısını değiştirmek ve bilinçlendirmek için yasal düzenlemelerin hızla devam ettiğini belirtmek isterim. Geçtiğimiz günlerde yeni çıkan kentsel dönüşümü hızlandıracak yasal düzenlemeler, bilime dayalı doğru uygulamalarla afete dirençli şehirlerin oluşturulmasında mesafe alınmasını sağlayacaktır.
Yasal düzenlemeler derken köşe yazımın başlığında belirttiğim üzere eğitim cephesinde de önemli gelişmeler gerçekleşti. MEB Temel Eğitim Genel Müdürlüğünce hazırlanan Afet Bilinci dersi ortaokul 5, 6. ve 7. sınıflarda her bir düzeyi 72 saatten oluşan öğretim programını içermekte ve seçmeli dersler kapsamında yer almaktadır.
Derste, Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi ile uyumlu olarak "çevre okuryazarlığı", "medya okuryazarlığı", "harita okuryazarlığı", "konum analizi", "değişim ve sürekliliği algılama" ve "mekânı algılama" gibi becerilerin kazanılması için konular da yer almaktadır. Öğrenciler, bu derste önce birinci düzeyi (Afet Bilinci- 1), sonra da ikinci düzeyi (Afet Bilinci-2) okuyacaklar.
Ders süresince öğrencilerin alana ilişkin konuları araştırarak bunlarla ilgili sunum yapmalarına imkân sağlanacak. Derslerde, drama, oyun, gezi, gözlem, tatbikat gibi etkinliklere yer verilecek. Afet bilinci dersinin mümkün olduğunca görsel materyallerle desteklenmesi ve dersin işlenişinde günlük hayatta karşılaşılan örneklere yer verilmesi planlanmaktadır. Derslerin uygulama aşamasında öğrencilerin yaşadıkları bölgeler dikkate alınarak tehlike oluşturan afet risklerine odaklanılacak ve öğrenim sürecinde öğrencilerin aktif rol alması sağlanacaktır.
Afet bilinci dersinde, öğrencilerin afetlerde yaşam becerilerini kullanmaları, ilk yardım ve önemi ile afetlerin Türkiye'deki etkileri hakkında bilgi sahibi olmaları, afetlerin bireye, topluma ve ekonomiye vermiş olduğu zararı kavramaları, afetlerin olası sonuçlarını tahmin etme becerilerini etkin bir şekilde kullanmaları gibi kazanımları elde etmeleri amaçlanmıştır.
Derste, Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi ile uyumlu olarak "çevre okuryazarlığı", "medya okuryazarlığı", "harita okuryazarlığı", "konum analizi", "değişim ve sürekliliği algılama" ve "mekânı algılama" gibi becerilerin kazanılması için konular da yer aldı. Öğrenciler, bu derste önce birinci düzeyi (afet bilinci- 1), sonra da ikinci düzeyi (afet bilinci-2) okuyacaktır.
Afetlere karşı bilinçli olmanın afet ve acil durum yönetimindeki önemine vurgu yapılan ünitede, ilk yardımın öncelikli amaçları ile afet ve acil durum risk yönetiminde aktör olan ulusal ve uluslararası kuruluşların çalışmalarının bulunduğu konu başlıkları yer alacak. "Doğa kaynaklı afet türleri" ünitesinde öğrenciler, deprem olayının afete dönüşmesinin nedenlerini analiz edecek, deprem öncesinde, esnasında ve sonrasında alınması gereken önlemleri öğrenecek ve deprem afetine maruz kalındığında enkaz altında yapılması gerekenler hakkında bilgi edinmesi amaçlanmaktadır.
Sel ve taşkın olaylarının afete dönüşme nedenlerinin de yer aldığı ünitede öğrencilerin sel ve taşkın tehlikesine karşı alınacak önlemler ile Türkiye'de sel ve taşkın riski yüksek olan yerler hakkında çıkarımlarda bulunarak sel ve taşkın esnasında yapılması gerekenleri öğrenmesi sağlanacaktır.
İkinci düzey olan "afet bilinci-2" dersinde de yer alan "doğa kaynaklı afet türleri" ünitesinde bu kez, çığ olayının afete dönüşme nedenleri, Türkiye'de çığ riski yüksek olan yerler, çığ tehlikesine karşı alınacak önlemler, çığ sonrasında dikkat edilecek hususlar gibi konu başlıkları ele alınacaktır.
Fırtınanın afete dönüşmesinin ve kuraklık tehlikesinin nedenleri ile Türkiye'de kuraklığın ekonomik, çevresel ve sosyal etkilerinin analiz edilmesi, erozyon tehlikesinin nedenleri ve salgın hastalıklara ilişkin temel kavramlar da yine bu ünite altında incelenecektir.
Daha detaylı bilgi almak isteyen okurlarımız, Milli Eğitim Bakanlığının internet sitesinden konu ile ilgili detaylara ulaşabilmektedir.
Özetle her şeyin başının eğitim olduğu gerçeğini unutmamalıyız. Geçmişten ders alınmayan her şey tekrar edecektir. Çocuk ve gençlerin afet farkındalık eğitimi öncelikli olarak ele alınmalı ve bu konuda ki süreçte duyarlı vatandaşlarımız tarafından da takip edilmelidir.
Sevindirici bir haber daha vereyim. AFAD Salihli Koordinatörlüğü tarafından yeni yıl da afet farkındalık eğitimlerinin planlandığını buradan duyurmak istiyorum.
Yazımı 2024 yılının, geçtiğimiz yıl yaşadığımız acıların tekrarlanmayacağı ve afetle yaşamayı bir yaşam tarzı haline getirdiğimiz bir yıl olması temennisiyle bitiriyorum.
Sağlıkla kalın.