Türkiye’nin tarımsal üretiminde özel bir yere sahip yerlerinden biri hiç kuşkusuz Salihli'dir. Burada yetişen çekirdeksiz üzüm, yaş olarak piyasada kendine yer bulurken özellikle kuru haliyle bölge ekonomisine ciddi katkı sağlamaktadır. Dünyaca bir üne sahip olan sultaniye üzümü, çiftçilerin geçim kaynağı olmakla beraber, Türkiye’nin ihracat pazarlarında da kendine ciddi bir yer edinmiş durumda. Peki, çekirdeksiz sultaniye üzümü neden bu kadar önemli ve üretimini artırmak için neler yapılmalı?
Bölgedeki yüzlerce aile, geçimini çekirdeksiz üzüm bağlarından sağlıyor. Yaş üzüm, hasat döneminde taze olarak piyasaya sunulurken, kuru üzüm ise kurutularak uzun süre muhafaza edilebiliyor. Yaş üzüm hızlı bir nakit akışı sağlarken, kuru üzüm stoklanabilmesi dolayısıyla uzun vadeli bir gelir kapısı oluyor. Ancak, bakımının zor olması ve özellikle son yıllarda üretim maliyetlerinin artması sonucu, çiftçilerin üretim kapasitesi azalmakta ve çiftçileri farklı ürünlerde arayışa sürüklemektedir. Bu nedenle, modern tarım teknikleri ve devlet destekleriyle üretimin sürdürülebilir hale getirilmesi büyük önem taşıyor.
Türkiye, çekirdeksiz kuru üzüm ihracatında dünyada ilk sıralarda yer alıyor ve Salihli, bu başarıda önemli bir yere sahip. Kuru üzüm, dünyanın bir çok ülkesinde talep görürken yaş üzüm, özellikle Orta Doğu ülkelerinde rağbet görüyor. 2024 verilerine göre, Türkiye’nin kuru üzüm ihracatı 500 milyon doları aşarken, Salihli’nin bu başarıdaki yeri göz ardı edilemez. İhracat, sadece çiftçilerin değil, üretimden nakliyeye oradan paketlemeye kadar geniş bir alanda çalışan kişilerin işgücüne katılmasını sağlıyor.
Salihli’de çekirdeksiz üzüm üretimini artırmak, hem bölgesel hem de ulusal çapta ekonomik gelişme için önemlidir. Daha fazla üretim çiftçilerin gelirini yükseltecek, ihracat yoluyla da Türkiye'ye döviz girdisini arttıracaktır. Bunun için öncelikle Salihli ovasına önemli ölçüde su sağlayan Gediz nehrini çevre kirliliğinden korumak ve sulama sisteminin iyileştirilmesi gerekiyor. Ovadaki su kaynaklarının verimli kullanılması, verimi doğrudan artırabilir. Ayrıca, organik tarım ve iyi tarım uygulamalarının teşvik edilmesi, ihracatta katma değeri yüksek ürünler sunma şansını yükseltecektir. Çiftçilere yönelik eğitim programları ve düşük faizli krediler de üretimi destekleyecektir.
Üretimi arttırmak, hem çiftçilerimizin yüzünü güldürecek hem de Türkiye'yi dünya pazarında daha güçlü bir aktör haline getirecektir.