Her yıl 27 Mart’ta kutlanan Dünya Tiyatrolar Günü, tiyatronun sanat dünyasındaki önemini vurgulamak ve tiyatro sanatçılarının emeklerine saygı göstermek amacıyla tüm dünyada çeşitli etkinliklerle anılır. Tiyatro, insanlığın en eski sanat dallarından biri olup, toplumların kültürel gelişimine büyük katkılar sağlamıştır. Bu özel gün, sanatın birleştirici gücünü hatırlatırken, tiyatronun hayatın içindeki yerini ve etkisini de gözler önüne serer.
Türkiye’de tiyatro anlayışı, Osmanlı döneminden itibaren gelişerek bugüne ulaşmıştır. Geleneksel Türk tiyatrosu, Karagöz-Hacivat, Orta Oyunu ve Meddah gibi halk sanatı örnekleriyle başlamış, ardından Batı tiyatrosundan etkilenerek modern bir kimlik kazanmıştır. 19. yüzyılda Güllü Agop’un öncülük ettiği Gedikpaşa Tiyatrosu ile Batılı anlamda tiyatro sahnelenmeye başlanmış ve Cumhuriyet döneminde bu sanat, devlet destekli kurumlarla daha geniş kitlelere ulaşmıştır.
Cumhuriyet’in ilanından sonra tiyatro, sanatın ve eğitimin bir parçası olarak görülmüş ve Devlet Tiyatroları gibi önemli kurumlar kurulmuştur. İstanbul Şehir Tiyatroları ve Ankara Devlet Tiyatrosu gibi oluşumlar, Türk tiyatrosunun gelişiminde kritik rol oynamıştır. Bugün de Türkiye’nin dört bir yanında özel ve devlet destekli tiyatrolar, sanatı halkla buluşturmaya devam etmektedir.
Türk tiyatrosunun gelişiminde büyük emek harcayan usta sanatçılar, tiyatroyu halkın gözünde daha değerli hale getirmiştir. Muhsin Ertuğrul, Afife Jale, Haldun Taner, Genco Erkal, Yıldız Kenter, Münir Özkul ve Nejat Uygur gibi isimler, sahneye taşıdıkları eserlerle hem toplumsal meseleleri işlemiş hem de sanatın gücünü göstermiştir. Onların özverili çalışmaları sayesinde tiyatro, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp, toplumu bilinçlendiren bir sanat dalına dönüşmüştür.
Tiyatro, bir toplumun aynasıdır ve izleyiciyi düşündürerek, sorgulatarak ve bazen de güldürerek farklı duygulara sürükler. Bu sanat dalı, sadece sahnedeki oyuncuların değil, aynı zamanda yazarların, yönetmenlerin ve tüm tiyatro emekçilerinin katkısıyla varlığını sürdürmektedir. Sanatın her alanında olduğu gibi tiyatro da özgür bir ortamda gelişebildiğinde toplumsal etkisini daha güçlü şekilde hissettirebilir.
Dünya Tiyatrolar Günü vesilesiyle, tiyatro sanatına emek vermiş tüm sanatçılara saygıyla anıyor ve bu sanatın daha fazla insana ulaşmasını temenni ediyoruz. Tiyatroların dolu salonlarda sahnelenmesi, toplumun sanatla iç içe olmasının en önemli göstergelerinden biridir. Çünkü tiyatro, insanı insana anlatan ve toplumun gelişimine katkı sağlayan en önemli sanat dallarından biridir.