Uzun bir aranın ardından yeniden Sektör Gazetesi okuyucuları ile gündemi yeniden değerlendireceğiz.

On yıla yaklaşan bu ayrılıktan sonra yığılan problemler, şunu da yazmalıyım dediğim onlarca konu, derken; oyuncak bahçesine salıverilmiş çocuk gibiyim.

            Besmele çekerek başlayalım;                                       

            Önce neyi yazayım bilemedim.

            Yıllardır ihmal ve ilgisizlik nedeniyle açılamayan Salihli Fen Lisesi var gündemde… Yüzlerce öğrencimizi çevre il ve ilçelere göndermek zorunda kaldık.

            Manisa ili Fen Lisesi Kontenjanı doldu dediklerinden sonra Demirci Fen Lisesi açıldı.

            Hani dolmuştu kontenjan…

            O zamanlar Fen Lisesi yapacak birkaç tane hayırseverin olduğunu biliyorum.

            Ama sonuçta yıl 2023 ve Salihli’de Fen Lisesi yok!

            Ya da

            Salihli’de git gide artan çöp konusunu mu yazsam diyorum.

            İnsan sağlığını tehdit eden çirkin görüntüler şehrin her yerinde… Parklar, sokaklar hatta mesire alanları nasıl da böylesine hunharca kirletiliyor anlamıyorum!

            Sularımız ve havamızla birlikte toprağımız da kirlendikçe gelecek nesiller bize ne diyecek tahmin edemiyorum.

            Topyekün uygarlıktan, medeniyetten, insanlıktan uzaklaşıyoruz. Günü kurtarmaya çalışıyoruz. ‘Yarın’ denildiğinde ‘bana ne’ diyoruz ve geçiştiriyoruz.

            Çöp, almış başını gidiyor! Kimse nereye gidiyorsun demiyor. En güzel bir şekilde günü yaşıyoruz ya da yaşamaya çalışıyoruz.

            Bütün problemleri ekonomiye endeksledik, diğerlerini hasır altı yaparak kurtulmaya çalışıyoruz.

            Ama olmuyor…

            Şu Hamidiye Camii problemi ise kangrenleşti… Hiç kimse bunu problem olarak da görmüyor. Camii, tarihi özelliğinden dolayı Anıtlar Müdürlüğü korumasında… Bu korumayı bahane edilerek meydana gelen ilgisizlik hat safhada…

            Şehirler arası yolculuk yapanların Salihli’den geçerken namaz ihtiyaçlarını büyük oranda giderdiği Hamidiye Camii ilgi bekliyor.

            Merdivenlerinden kapılarına kadar, duvarları ve diğer bölümleri dökülüyor. Duvarlarda asılı kalan harç kalıntıları bile tarih olmuş durumda. Elini sürdüğün her yer toz ve kir yığını… Avlusuna bakınız; yeşillikler arasındaki çöp yığınları topla topla bitmez… Minaresi ise ağlıyor! En çok uğradığım bu camii İslam Dininin yüceliğine hiç yakışmıyor! Salihli’ye de yakışmıyor!

            Geçtiğimiz ay gittiğim Balkan Gezisi sırasında Kuzey Makedonya’nın Kalkandelen şehrinde bulunan Alaca Camiinin temizliğini ve bahçesinin yeşilliğini görünce içim ürperdi. Niye, Hamidiye Camii de böyle değil? Diye kendime sordum.

            Alaca  Camiideki temizlik ve bakım muhteşem. Ağaçlar, çiçekler ve çim rengarenk camiyi tamamlıyor. Cami görevlilerinin yanı sıra temizlik ve bakım için görevli kişi bizi karşılıyor. Bahçedeki çiçekler özenle seçilmiş ve her taraf tertemiz. Caminin içinin güzelliği ve temizliği huzur veriyor. İnsanı dinlendiriyor.

            Bizim cami görevlilerimizin mesaisi sadece namaz vakitlerinde mi? Bu camii neden bu kadar ilgisiz, garip ve ağlıyor!

            Evet, Salihli’de yazılacak çok konu var… Eksik veya yanlış olanları eleştirerek düzeltmeye çalışacağız. Güzel ve doğru olanları da alkışlayarak ödüllendireceğiz.

            Mevlam görelim neyler, neylerse güzel eyler…