Salihli Belediyesi şehrin çeşitli yerlerine 'Birinci sınıf toplum olmak' için gerekli şartları anlatan pankartlar astı:
*Üçüncü sınıf toplumlarda insanlar yerlere çöp atarlar ve diğerleri buna aldırmaz.
*İkinci sınıf toplumlarda insanlar yerlere çöp atarlar ama bunları toplayanlar vardır.
*Birinci sınıf toplumlarda insanlar yerlere çöp atmaz ama çöp görürlerse alırlar.
Pankartın devamında Salihli belediye başkanı Av. Mazlum Nurlu imzalı duyuruda PEKİ BUGÜNDEN SONRA BİRİNCİ SINIF TOPLUMDA YAŞAMAYA NE DERSİNİZ ? diye soruyor.
Elbette birinci sınıf toplumda yaşamak isteriz. Ama bu kısa sürede olacak bir gerçek değil! Birinci sınıf toplum için; eğitim, kültür ve ahlak gerekir ve de bu değerleri biz toplum olarak kaybettik.
Eğitim, yozlaştı ve içi boşaltıldı. Biz okullarda ve aile ortamında çocuklarımıza yediğimiz besinlerin ambalajlarını, atıklarını mutlaka çöp kutusuna atmamız gerektiğini anlatabiliyor muyuz? Çocuklarımız elindeki çöpü, çöp kutusu buluncaya kadar elinde tutabiliyor mu?
Odasını, evini, okulunu temiz tutmak için ne gibi eğitim veriyoruz?
İlkokullarda temizliğin önemi ile ilgili neler yapıyoruz?
Kültür, desen bildiğiniz gibi... Birinci sınıf toplumlarda kültür seviyesi yüksek olur. Kültür seviyesi ile çöp sorunu paralellik arz eder. Kültür seviyesi düşükse o yerde çöp sorunu var demektir.
Kitap okuma oranımız nedir? Kültür seviyemizi yükseltmek için atanmış ve seçilmiş yöneticiler ne gibi plan, program ve faaliyetler yapıyorlar?
Deve güreşleri her yıl aksatılmadan yapılabiliyor ama her yıl kitap fuarları, konferanslar, paneller, sempozyumlar yapılıyor mu?
Bazı sivil toplum örgütleri bu saydıklarımızı yapmaya çalışsa da yeterli destek sağlanmıyor.
Yöneticilerimizin bir kısmı atandıkları makamda sıfır hata ile görevini yapma adına hiç bir şey yapmamaya özen gösteriyor. Hata yapmayan yönetici başarılı sayılıyor.
Açıkçası çocuklarımız ve gençlerimiz okul ile dershaneler arasında koşuşturmaktan sosyal hayatları bile olmuyor. Sistemin çarkları arasında, seçeneklerde doğruyu bulma mücadelesiyle yıllar geçip gidiyor.
Zaten aileler (veliler) için kültür ve sanat karın doyurmayan uğraşlar.
Ah, sistem ve aileler kitap okumanın insan sağlığına ve başarısına katkısını bir birseler çok şey değişir.
Bir de ahlâk!
Büyüklere, komşuya, öğretmene saygının kalmadığı bir toplumda hadi siz yere çöp atan genci uyarın da başanıza neler gelecek görün!
Aslında gençleri suçlamak da doğru değil!
Suç sadece gençlerde değil! Gençleri test sisteminin çarkları arasında yok eden anlayış asil suçlu!
Asansörde çıkarken genç ağzındaki sakızı asansörün içine tükürüyor. “Niye tükürdün, bak hem kirlilik oldu hem de..” sözümü bitirmeden “Sana ne bey amca!” diye karşılık verirken; vücut diliyle, gözleriyle beni tehdit ediyor.
Baksan dedesi yaşındayım.
*
Elbette Salihli Belediyesi’nin bu girişimi bir başlangıçtır. Hep birlikte bu toplumun çöp seviyesinde ‘birinci sınıfa yükselir’ diye umut ediyorum.
Yazdığım bir çok çocuk kitabında bu konuyu çocuklara anlattım. Çocuk şiirlerimin büyük kısmı çevre temizliği ile ilgili.
Umudumuz ilkokuldan itbaren çocuklarda. Ama biz büyükler bunun önemini kavramamız ve bilmemiz gerekiyor.
Temiz bir şekilde aldığımız Gediz nehrini gelecek nesillerimize kirleterek teslim etmek kanunen bir şey ifade etmese de ahlaken yaralayıcıdır.
İnanıyorum ki gelecekte çocuklarımız bu konuda bizlere çok şeyler söyleyecek.