Günümüze kadar birçok tarihçi, Yazar arkadaşlarımız Salihli’nin kuruluşunu Salih oğulları tarafından olduğunu işlemiştir ancak arşivlerde kenti kuranların ismi daha sonraki belgelerde görülmemektedir nedenini bu yazımızla anlatacağım.

Başbakanlık Arşiv Dairesinin 148 No.lu bir başka kaydına göre; “H. 935 / M. 1528–29 tarihinde köyde yaşayan ailelerin aşiret isimleri şöyledir; Mustafaoğulları, Bediroğulları Sinan Fakihoğulları, İskenderoğulları, Yusufoğulları, Aydınoğulları, İlyasoğulları, Bahşayişoğulları, Şahmelikoğulları ve Turgutoğulları”dır. İçlerinde Salihoğulları yoktur.   

 Salihoğlularının anılan belgede yer almadığını Fatih Sultan Mehmet döneminin olaylarını anlatan Enveri’nin 1465 yılında yazdığı Düsturnamesindeki notlardan öğreniyoruz, Hikâye şöyle; 

Şehzade Mehmet o yılların Saruhan günümüz Manisa vilayetinde ikinci valilik döneminde, yaz ayları ve dağ eğitimlerini almak üzere Lalaları (Hoca) ile birlikte bir bahar günü Bozdağ kasabasına doğru yola çıkarlar.

Yolculuk malum at ve deve kervanı ile yapıldığından, Manisa’dan sabah namazı yola çıkan kervan akşam ezanı saatlerinde Sardes kalesine ulaşır. Birkaç gün burada mola verilir ve sonra o zamanki ismi Cebeli Bozdağ olan dağ kasabasına tırmanılırdı. Bozdağ kasabasında taht varisi Şehzadelere hocaları tarafından doğa bilgileri, savaş sanatı ve taktikleri vb. dersler uygulamalı olarak yaz boyunca verilir, sonbaharda tekrar vilayete dönülürdü.

 İşte bu seferlerden birinde şehzade Mehmed atına binmiş, Sart kalesi civarında incelemeler yapmaya çıkmıştı. Yolu, günümüz tren istasyonunun üst kısmında bulunan küçük bir köye düşmüştü burada oturanlara selam verdi, kendini tanıttı, köylülerle sohbete başladı:

-Siz kimsüz, bura niredur?

 Köylüler yanıtladı;

-Bize Veledi Salih (Salihoğulları) derler, burada konaklarız.

- Ne iş edersüz?

- Hayvancılık ederuz, burada kışlar yaza, Karahisara kadar gideruz.

-Başka ne edersuz?

-Tahtacıyız, tahta işleri ederuz.. (Tahtacı, marangozun Türkçesidir.)

-Ala! der şehzade kendine ikram edilen süt ve ayranları içer, biraz daha sohbetten sonra Sart Kalesine dönmek için yola çıkar.

Bir süre sonra babası II. Murat vefat edince, 1451 yılında, Edirne’de tahta çıkar. Çocukluğundan beri kafasında kurduğu hayalini gerçekleştirmek için Urban ustaya devasa toplar döktürür. Amaç Bizans’ın elinden Konstantinopolis’i almaktır.

Toplar bu amaçladır ancak onları Edirne’den, İstanbul’a götürmek için sağlam arabalar gerekmektedir. İşte o zaman Salihoğulları köyü ve oradaki tahtacılar aklına gelir, hepsini başkent Edirne’ye getirtir. İstanbul’u fethetmesi sırasında şehrin surlarını delmek için kullanılan devasa toplar Salihoğlularının yaptığı arabalar ile taşınır.

Fetihten sonra Salihoğulları, yaşamaya başladıkları Edirne civarında zamanla bir başka aşiret olan Evrenosoğluları içine karışıp kaybolurlar. Bu nedenle kente ismini veren Veled-i Salihler 1528/29 yıllarında kaydedilen belgelerde yer almazlar ama üzerinde yaşadığımız şehir Salihli ismi ile günümüze ulaşmıştır.

Salihli’ye iz bırakan tek Padişah Fatih Sultan Mehmet değildir. Bir başka yazımızda diğer padişahların kentimize bıraktığı izleri takip etmek üzere hoşça kalın.

Mustafa Uçar