Öncelikle tüm okurlarımın yeni yılını kutlar, hayırlı günler dilerim. Geçen yazımızda 1870 yılında demiryolunun yapılışı ile başlayan gelişmeleri anlatacağımızı belirtmiştik, devam ediyoruz;
İzmir-Kasaba Demiryolu Şirketi, İzmir’in Basmahane Garı’ndan 1864’te inşaat çalışmasına başlamış ve 20 Temmuz 1865’te İzmir-Menemen, 25 Ekim 1865’te İzmir-Manisa ve 22 Ocak 1866’da Manisa-Kasaba Demiryolu hattını hizmete açmıştır.
Osmanlı Bayındırlık Bakanlığı (Nafia Nezareti), ikinci bir anlaşma ile aynı şirkete demiryolu hattının Alaşehir’e kadar uzatma iznini vermesinden sonra başlayan inşa çalışmaları sonucunda, demiryolu hattı, 1 Mart 1875’te Salihli’ye ulaşmıştır. Salihli İstasyonu’nun resmi açılışı Zamanın Nafia Nezareti Nazırı (Bakanı) İbrahim Edhem Paşa tarafından 13 Mart 1875, cumartesi günü, saat 11.30’da yapılmıştır.
Aydın Valiliği’ne atanan ve kısa bir süre (1880-1883) İzmir Valiliği yapan Mithat Paşa, Salihli’yi ziyarete geldiğinde İstasyon ve Kocaçeşme arasında yer alan ve kendi adını (Bugün Sevgi Yolu) taşıyan caddeyi açtırmış; etrafına çınar ağaçları diktirmiş, eski Karaman Otelinin (Bugün Karaman İşhanı) bulunduğu yere Hükümet binası yaptırmıştır. Mithatpaşa caddesi üzerindeki dikilen ağaçlar, 1956 yılında kesilerek yerine bugünkü çam ağaçları dikilmiştir.
1875 yılında, İstasyona dikilen çınar ağaçları Salihli tarihinin sessiz tanıkları olarak günümüze kadar ulaşmışlardır. Keli köyünden (Bugün aynı adı taşıyan bir mahalle) itibaren demiryolu hattının her iki tarafı da ağaçlandırılmıştır.
13 Mart 1875 tarihinde hizmete giren demiryolu bağlantısı Salihli’nin Manisa’ya, İzmir’e ve hatta Manisa makasıyla, Bandırma üzerinden vapurla İstanbul’a, yani Payitahta (Başşehir) bir kapı açmıştır. Bu kapı Salihli’nin başta ekonomisi olmak üzere her yönden gelişmesine neden olmuştur.
1876 yılında Kırım’dan ve Kafkasya’dan, Rus zulmünden Anadolu’ya gelen Tatar ve Çerkesler Salihli merkez ve köylerine yerleştirilmiştir. Kırım tatarlarının bir kısmı Keli köyüne bir kısmı Kocaçeşme mahallesine keza Çerkeslerin bir kısmı Kırveli bir kısmı ise Tekeşan (Süleymaniye) köyüne iskân edilmişlerdi. Böylece Salihli göç alarak nüfus açısından çoğalırken bir taraftan göçenlerin bereketli tarlaları işlemeleri, hayvancılık yapmaları ile ekonomik gelişmeler başlamış oluyordu. Daha önceden gelen Rumlar ile Salihli ovası bağ, bahçe ve tarlaları üretime katılıyorlardı.
Deve kervanları ile yapılan ticari taşımacılık artık demiryolu ile sağlanıyordu. Ticaretin hızlanması ile o yıllarda ticareti elinde bulunduran gayri müslim tüccarlar akın akın Salihli’ye geliyorlardı. Eskiden deve kervanlarının geçtiği ve halkın “Deve Yolu” (günümüz Belediye caddesi) üzerinde çırçır Fabrikası gibi, satın aldıkları malları koydukları Ambar gibi işletmelerle doluyordu.
Kent gün geçtikçe gelişiyor, zenginleşiyor, halk Müslim, Gayrimüslim fark etmeksizin kardeşçe yaşıyorlardı ta ki Yunanın megali ideası (Anadolu bizimdir düşüncesi) ortaya çıkıncaya kadar. Aslında kaos 1914 yılında Birinci Dünya savaşı başladığı yıllarda başlıyordu.
Gelecek yazımızda buluşabilmek dileği ile hoşça kalın değerli okurlarım.