Merhaba Sektör Medya Grubunun siz değerli okurları. Haftanın ilk günleri yeni bir köşe yazımla sizlerleyim.

İnsan ne yaparsa kendisine yapar. İyilik yaparsa iyilik, kötülük yaparsa da kötülük bulurmuş. Bu dünya bir köprü aslında büyük köprüyü geçmek, kıldan köprüyü aşmak için bir köprü. İnsan bu dünyada yaptıklarını götürü diğer tarafa. İyilik mi, kötülük mü? O mahşer günüde belli olacak. 
İnsanların tüm eylemleri kendilerini etkiler. Başkaları hakkında bir kötülük düşünüyorlarsa bu kötülüğün sonucundan olumsuz olarak mutlaka etkilenirler. İlahi adalet unutulmamalıdır. Bu sebeple yapılan hareketlerin atılan adımların düşünülerek yapılması oldukça önemlidir.
Olgunluğa ve akıl melekeleri yerinde olan her insan yaptıklarının sorumluluğunu almalıdır. Birine iyilik ya da kötülük yapması kendi seçimidir ve seçimi her ne olursa olsun bunun sonucunda kendisi de etkilenir. . Herkes kendi davranışından sorumlu tutulur. Bu nedenle kişi hayatı boyunca ne yapmışsa kendine yapmıştır.
 İnsanlar yaptıkları davranışın bedelini mutlaka alırlar. İyilikse iyilik, kötülükse de kötülük. Bu dünyada olmasa mahşerde bu bedel gelip önlerine koyulacaktır. Terazi misali iyilikler ve kötülükler tartılacaktır. Bu dünya kimseye baki değil. Hani bir söz vardır, ‘Dünya Sultan Süleyman’a kalmadı’ bizlere de kalmayacak elbet. Bizde bu dünyanın penceresinden bakıp ebediyete gideceğiz.  
Bu hafta sizlere bir hikayem var, çok sevdiğim bir hikaye.  Hadi gelin başlayalım hikayeye, Âlime, “Ne kadar rahatsın?” diyorlar. Âlim: “Hayatımı beş esas üzerine kurdum demiş; Şöyle devam etmiş;
1-Benim rızkımı kimse yiyemez onun için rahatım.

2-Allah’ın daima beni gördüğünü anladım.

3-Benim işimi kimsenin yapamayacağını anladım ve çalışmaya başladım. Herkes kendi işini yapar değil mi?

4-Herkes öleceğine göre ben de ölüme hazırlandım. İyiliklerimi çoğaltmaya, kötülüklerimi terk etmeye çalıştım.

5-Anladım ki iyilik de kötülük de kalıcıdır, onun için ne yaparsak kendimize yaparız. 

Şöyle ki, ne yaparsak yapalım kendimize yakışanı yapalım. Elbette insanız hatalarımız olur. Hatalarımızın farkına varıp gönlünü kırdığımız insanların gönlünü almalıyız. Konu ne olursa olsun, verdiğin “üzüntü” ve aldığın “ah” bir cam parçasından daha keskindir. Dönüp dolaşıp üzerine basarsın kime ne yaparsan bir gün aynısını yaşarsın…

Sevgiyi anlatmak bizden, yaşatmak sizden kalın sağlıcakla…