“2023'ün ılık bir Ekim sabahında
Bacaklarımda hafif bir uyuşma ile uyandım
Ve sanki yüz yıllık ulu bir çınar gibi
Kök salmaya başladım o sabah
Ve ilk kez sağımda solumda
Asırlardır durmakta olan diğer çınarları fark ettim
Doğudan hafif bir seher yeli yükseldi
Ve asırlık çınarlar beni de aralarına aldılar
Ve 2023'ün ılık bir Ekim sabahında
Yeni bir kayaların oğlunun doğuşunu
Beraberce seyre koyulduk…”

Barış Manço 1995 yılında söylemiş bu şarkıyı. “O yıl benim ülkem, Türkiye 100. Yaşına basacak” cümleleriyle noktalamış sözlerini.

100 yıl, 1 asır, zorluk ve zaferlerle geçmiş bir yolculuk, bundan 100 yıl önce dikilen bir fidan, şimdi kök salmış koca çınar, Ata’mın emaneti, cümlelerin kifayetsiz kaldığı an…

Bir şaman öğretisi der ki “Ders, sen öğrenene kadar devam eder.” Ne dersiniz belki ılık bir Ekim sabahı, yüz yıllık çınar gibi kök salarız. Belki uzaklarda bir kurtarıcı doğar… Belki birlik oluruz artık, BİR oluruz. Belki ders çıkarırız artık yaşadıklarımızdan. Belki 2.yüzyılı yaşayacak geçlere sürekli sil baştan bir hayat yerine, ileri daima ileri bakacakları bir yüzyıl bırakırız. Ve belki bize bırakılan emanete sahip çıkmaktan başka bir çaremizin olmadığını fark ederiz.

Yeni yüzyıla yepyeni umutlarla girmek istiyorum ben. Kaçırmayalım istiyorum tüm güzellikleri. Birlikte yaşayalım istiyorum tüm canlılar. Savaşlar bitsin istiyorum. Ülkem hak ettiği günlerine kavuşsun, Cumhuriyetim 2.yüzyılını kendine yakışır bir şekilde yaşasın istiyorum. Çok mu şey istiyorum bilmiyorum…

Her 100 yılın ümit dolu, her günün anlamlı, her ânın değerli, yaşanmışlıkların özel, geçmişin kıymetli, Cumhuriyetin Ata’mdan emanet olduğunu bilen herkese selam olsun…