Ülkemizin ekonomisi dünya ülkeleri içinde yer alabilmesi için ekonomimizin gelişmesi gerekir. Ekonomisi güçlü olan ülkeler bulunduğu konum itibariyle çevresinde söz sahibi oldular. Ekonomi tarım, ticaret, endüstri, üretim ve ürettiğimiz ürünlerin iç ve dış piyasalarda satışa sunulması demektir.
Dünya ülkeleri Amerika, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa gibi ülkeler bilim ve teknolojiye yatırımlarını yapmışlar. Ekonomilerinin gelişmesi ve ürettikleri ürünlerin dünya pazarlarında satışını sağlamak amacıyla önlemleri almışlar. Ürettikleri ürünler marka haline gelmiş. Bu devletlerin ekonomileri her zaman güçlü olmuş. Kişi başına düşen milli gelirde buna paralel yükselmektedir. Sanayide ve teknolojide ileri giden ülkeler zengin ülkelerdir. Sadece endüstride değil eğitim, kültür, sanat her alanda gelişmişler.
Avrupa ve gelişmiş ülkelerde enflasyon 1-5 puan gibi küçük artışlar olmaktadır. Ekonomileri gelişmiş ve fiyat artışları standart, yüksek fiyat artışlarına ekonomik yapıları izin vermiyor. Böyle olunca ekonomilerinde enflasyon yükselmiyor.
Kim ne derse desin serbest piyasa ekonomisi bize göre değil. Serbest piyasada arz ve talebe göre fiyatlar değişiyor. Üretici veya satıcı ürettiği malın fiyatını iki, üç misli artırıyor. Ürün ve malların fiyatı artınca piyasada her şeye zam yapılıyor. Enflasyon yükseliyor. Her şeyin fiyatı artıyor. Bu da vatandaşlarımızı zor durumda bırakıyor. Üretilen ürünlerin malların fiyatlarında kar oranı belli olsa kimse bu fiyatın üzerinde satış yapamaz. Ev, dükkân kiraları da yükselmez.
Emekliler, geliri olmayanlar, gençlerin geleceği parlak değil. Bu hayat pahalılığında gençler nasıl evlenecek, yuva kuracak. İşi gücü de yoksa temelli kötü. Ne yiyecek, ne içecek anne babasın eline bakacak. Serbest piyasa ekonomisinde fiyat standart olmuyor. Satıcı veya üretici ürettiği eşya veya malı istediği fiyata satabiliyor. Bu satışlar piyasadaki dengeleri bozuyor. Satıcılar sattıkları bir ürünün etiket üzerinde alış ve satış fiyatları yazılsa satıcının kar oranını görebilirsiniz.
İkinci olarak akaryakıt fiyatları her gün değişiyor ve genellikle litre fiyatları artıyor. Fiyatların her gün değişmesi piyasaları etkiliyor. Bir de akaryakıt satış fiyatlarında indirim ve zam yapılacaksa on beş günde ayda bir yapılmalı. Vatandaş piyasayı takip etmekte zorlanıyor.
Vatandaş “Marketten bir gıda, bir temizlik veya bir ürün alacağım market, market dolaşıyorum. Bir yerde temizlik maddesi 142 TL, başka markette 160 TL, indirim olduğu zaman 142 TL den satılan ürün 89 TL olmuş bundan da para kazanıyor. İki gün sonra yine 142 TL, 3-4 günde bir her şeye zam geliyor. Fiyatlar sürekli değişiyor bu ürünleri satanlar yüzde yüz para kazanıyor. Yönetmeliğe göre ürünün alındığı ve üretildiği yer ürününün üzerinde alış ve satış fiyatının yazılması gerekir. Denetim yok isteyen istediği gibi satıyor. Durmadan market açılıyor. Bir üründe yüzde yüz, yüzde iki yüz para kazanılır mı? ”diyor.
Hayat pahalılığı ve fahiş fiyatların önüne geçmek için mutlaka denetimlerin yapılması ve satılan ürünlerde belli bir kar oranı getirilmeli. İlk zamanlarda sıkıntı olabilir ama piyasa buna alıştığında fiyatlar, dükkân ve ev kiraları düşecek üretici, tüketici ve vatandaş memnun olacak.
Avrupa ülkelerinde enflasyon neden yükselmiyor onlar “standart fiyat “ ve etiketlerde ürünle ilgili fiyat etiket sistemini uyguluyorlar. Satılan ürünlerde etiket fiyatları aynı. Vatandaş etiketlere bakıyor ve ürünü etiket fiyatın üzerinde satamazsınız. Ürün fiyatı her yerde aynı.
Artık bizimde satılan mal ve ürünlerde belirli bir kar oranı ve etiket sisteminde ürünün adı, üretildiği yer, alış ve satış fiyatlarının müşterileri aldatmayacak şekilde yazılması ve satılması vatandaşlarımızın lehine olacak. Kısa zamanda enflasyon düşecek, hayat pahalılığı sona erecek.
Ne dersiniz sevgili okurlar?
Günlerinizin sağlıklı ve mutlu geçmesi dileğiyle hoşçakalın!