Merhaba Sektör Medya Grubu’nun değerli okurları yeni bir köşe yazımla yeniden sizlerleyim. Geçtiğimiz günlerde arkadaşlarla oturduk ve eskileri yad ettik.
Arkadaşlarımın da benim gibi yaşları fazla ileri değil ama çocukluk ve gençlik yıllarımızda hayatımı da yer alan araç gereçler, oyuncaklar, filmlerden bahsettik. Bizim çocukluğumuz da teknoloji bu kadar gelişmemişti. En gelişmiş teknolojik cihazımız yani elimize alıp oynadığımız oyuncaklar tetrislerdi ve kasetli atarilerdi. Oynamak için sıraya girerdik. Kardeşlerimizle ‘Sıra bendeydi’ diyerek az mı kavga ettik. Biranda gözünüzde canlandı değil mi?
Tabi bunların dışında vaktimizin çoğunu dışarıda arkadaşlarla geçirirdik. Okuldan gelir gelmez formamızı, çantamızı fırlatır acıkmışsak hemen ekmeğin üstüne salça sürer elimize alıp sokağa koşardık. Salçalı ekmeğimizi de ayak üstü yer bitirirdik.
Erkek çocuklar genelde çift kale maç, kızlar ise ya seksek, yada ip atlamaca oyunları oynardık. Hava kararana kadar oynardık. Sonra annemiz pencereden seslenirdi ‘ Yeter artık eve gel’ diye. Annemiz bizi kapıda beklerdi hele bir üstün kirlendiyse vay haline. Sarı saplı süpürge veya terlikle az dayak yemedim. Benim kuşağım gözünüz de şimdi canlanmıştır eminim o anlar.
Biz çocukluğumuzu doya doya yaşadık. Ama şimdiki çocuklar ne yazık ki bizim kadar şanslı değil. Gelişen teknoloji ve güvensizlik nedeniyle karşı karşıyalar. Şöyle ki, yürümeye başlayan çocuklar bile artık telefonda kaydırmayı öğrenmiş durumda. Önüne alıyor telefonu açıyor çocuk şarkılarını, çizgi filmleri minicik parmaklarıyla başlıyor telefonda kaydırmaya. Bu sadece bir örnekti. Çocuklar çocuklarını yaşayamıyor bu teknolojik cihazlara mahkum olmuş durumdalar. Aileler ise çocuklarını dışarıya bırakmakta çekiniyor. Çünkü dışarıya olan güven çok az. Çocuğunun başına bir ye gelir mi endişesi taşıyor. Bu sorun Özellikle büyük yerleşim yerlerinde daha fazla. Hal böyle olunca da çocuk ne yapsın telefona, bilgisayara, tablete yöneliyor.
Aslında biz çocukluğumuzu hep şimdi ki çocukluklarla kıyaslıyoruz ama bizim zamanımızda olsa bizlerde bence bu durumda olacaktık. O nedenle asla kıyaslama yapmıyorum.
Dedim ya ailelerin endişeleri var. Biz neden böyle olduk, neden bu hale geldik? Düzelir mi bilmiyorum ama çocuğum olsa eminim aynı endişeleri bende taşıyacağım ve çocukların çocukluğunu yaşayamadığına üzüldüğüm gibi kendi çocuğuma da üzüleceğim… Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle sağlıcakla kalın…