Merhaba Sektör Medya Grubu’nun değerli okurları. Her insan doğumla başlayan, ölümle biten hayatın anlamını sorgular. Özelliklede gençlik ve ergenlik dönemlerinde bu durum karşımıza daha çok çıkmaktadır. Ergenlik dönemine giren çocuklar sürekli olarak ailesinden şikayetçi olurlar. ‘ Beni neden doğurdunuz, neden siz benim ailemsiniz, ben ne kadar şansız bir çocuğum' vs…
Uzmanlar, ‘Ergenlik yaşlarının çok küçük yaşlara düştüğü’ açıklamalarında bulunuyorlar. Bende aslında uzmanların bu görüşüne katılanlardanım. Şu an bir evlat sahibi değilim ama çevremde ergenlikle tanık olduğum birçok örnekle devamlı karşılaşıyorum. Hatta karşılaştığım bir örneği biraz açmak istiyorum. Tanıdığım bir kişinin çocuğu ergenlik döneminde olan bir çocuk. Bu çocuk hayatı ailesine adeta zehir ediyor. Uzman psikolog desteği ile ergenliğin üstüne gitmeye çalışıyor ailesi. Bu çocuk hiçbir şeyden memnun olmuyor, sürekli ailesine ‘ Kötü bir ailesiniz, neden beni doğurdunuz?’ diyerek ailesine serzenişlerde buluyor. Kendisini odaya kapatıyor ve kimse ile iletişim kurmak istemiyor. Ailesine bağırıp, çağırıyor. Ailesi sürekli olarak kendisine zarar vereceği endişesi içerisinde çocuğunun bu dönemi atlatması adına elinden geleni yapıyor. Anne ve babasının gözlerindeki çaresizlik beni en çok etkileyen kısmı oldu. Onlara yardım etmek istesem de bunun olamayacağını aslında biliyorum.
Ergenlikle baş etme yolları hakkında mutlaka uzman arkadaşlardan destek alınmalı. Bunun haricinde bende ergenlikle baş etmek için biraz araştırma yapmak istedim. Ailelerin bu anlarda çocuğuna nasıl yaklaşması gerektiği yönünde yazılan yazılara göz attım ve Acıbadem’in paylaştığı bir yazı gözüme çarptı. Faydalı olur diye siz değerli dostlarla paylaşmak istedim.
1- Sorun saptama ve çözme
Sorun çözmeyi yani sorunu tanımlamayı, çözüm için uygun seçenekleri gözden geçirmeyi, yardım alabileceği kişileri ya da şeyleri saptamayı öğretin. Kendi çözüm yollarını bulmalarına olanak verin, en sonunda sonucu birlikte değerlendirin.
2- Düzenli ve kaliteli uyku
Uyku düzeni oluşturmasına yardım edin. Çünkü yapılan bilimsel çalışmalar, yeterli ve kaliteli uykunun hem fiziksel hem zihinsel hem de ruhsal açıdan sağlığa olumlu etkilerini açıkça ortaya koyuyor.
3- Sağlıklı beslenme alışkanlığı
Güne iyi bir kahvaltıyla başlama ve sağlıklı beslenme davranışı kazandırın. Beslenmesinin B grubu vitaminleri (tahıllar, bezelye, kuru kayısı vb), C vitamini (yeşil yapraklı, turuncu ve kırmızı sebze ve meyveler), triptofan (tavuk, balık, et), seratonin metabolizmasında rol oynayan demir (kırmızı et, brokoli, domates vb) ve magnezyumdan (muz, avokado, kereviz vb) zengin olmasına, yeterli D vitamini almasına özen gösterin. Şekerli gazlı içeceklerden, fast-food ve şekerli gıdalardan uzak durmasını özendirin. Böylece edineceği sağlıklı beslenme davranışı uzun sürede bir alışkanlığa dönüşerek hem ergenlik hem de yetişkinlik döneminde stresle daha kolay baş etmesine ve onun zararlı etkilerinden korunmasına yardımcı olacaktır.
4- Hobiye teşvik edin
Hobi edinmesini, yapmaktan zevk aldığı etkinliklere zaman ayırmasını ve katılmasını sağlayın. Ergenler akranlarıyla gruplar halinde yaptıkları spor, müzik, sanat ve sosyal etkinliklerden çok hoşlanırlar ve keyif alırlar. Bu etkinlikler bir yandan onların sağlıklı gelişimlerini desteklerken, bir yandan bir şey üretme ya da bir amaca odaklanma duygusunu yaşamalarına ve özdenetimlerinin gelişmesine yardımcı olur. Böylelikle stresle baş etmeleri kolaylaşır.
5- Sporla ilgilenmesini sağlayın
Ekran karşısında geçirdiği süreyi (telefon, tablet, oyun konsolu ve TV dahil) karşılıklı anlaşarak günlük 2 saatin altına indirmesi, hareketsizlikten kaçınması ve sporla ilgilenmesi konusunda teşvik edin. Fiziksel etkinlik, özellikle bireyin zevkle katıldığı bir etkinlik stresin en önemli ilacı olan endorfin salınımını artırarak stresle baş etmeyi kolaylaştırıyor. Ayrıca bedenin dayanıklılığını artırarak zor işlerin yapılmasını kolaylaştırıyor ve kişinin özgüvenini olumlu yönde etkiliyor.
6- Ödevini onun yerine siz yapmayın
Anne babalar zaman zaman çocuklarının yerine okul ödevlerini yapmaya kalkabiliyorlar. Oysaki bu durum çocuğunuzun kendini yetersiz hissetmesine yol açabiliyor. Onun asıl gereksinimi ders çalışma saatlerini düzenlenmesine ve ders çalışmak için uygun ortamın sağlanmasına yardım etmeniz. Tek başına ders çalışmasını teşvik edin, ancak gereksinim duyduğunda yardıma hazır olun. Böylece güven ve dayanışma duygularının gelişmesine destek olarak akademik yaşantısında karşılaşacağı stresin etkilerini azaltabilirsiniz.
7- Onu dinleyin
Ergenlik çağında ebeveynlerden akranlara yönelim olsa da, ebeveynlerin sağladığı sosyal destek hem ergenin sağlıklı gelişmesi hem de stresli yaşam olayları ile baş edebilmesi açısından önemli.
Eleştirmeden, yargılamadan duygu ve düşüncelerini paylaşmasına izin verin. Bir sorunu olduğunda paylaşım tercihini ona bırakın, paylaşması konusunda zorlamayın. Böylece aile içinde kendisini güvende hissetmesini sağlayın. Güven ve dayanışma duygusunun yaşandığı aile içinde yetişen, yaşayan birey dış dünyanın yaratmış olduğu sıkıntı ve kaygılarından kendisini koruyabilir.
8- Eski başarılarını hatırlatın
Kendiyle ilgili olumsuz duygularına odaklanmak yerine, sonuca yönelik cesaretlendirici konuşmalar yapın. Strese neden olabilecek bir duruma girmeden önce çocuğunuzu buna hazırlayın. Örneğin; sınav öncesi daha önce başarılı olduğu sınavları anımsatın. Başarılarını düşünerek kendi kendisini coşturmasına destek olun.
Umuyorum bunlar sizlere yardımcı olur... Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle hepinize kucak dolusu sevgiler gönderiyorum…