Bir zamanlar benim gibi sokakta yaşayan kendilerine yuva arayan sevimli dostlarınızı sahiplenmek, onlara güvenli bir yaşam ve kalabilecekleri sıcak bir yuva sunmak çok değerlidir. Yeni yazımda ailemin beni ve kardeşlerimi nasıl sahiplendiğini ve bana neler hissettirdiğini anlatacağım.
Ben gözümü sokakta açtım. Kardeşlerimi ve annemi hatırlamıyorum bile… Çok küçük, güçsüz ve hasta olduğum için belki beni terk etmişlerdi. Buz gibi havada açlığımı, ağrılarımı ve yalnızlığımı hatırlıyorum sadece.
Zaten annem beni bulduğunda çok kar vardı, en son bir arabanın altına sığınmış hayatta kalmaya çalışıyor, son gücümle sesimi duyurmak için miyavlıyordum. Çabalarım işe yaramış olacak ki şu anda bana ikinci bir şansı veren annem beni duydu. İlk başta korkarak ondan kaçtım, çünkü herkes bizlere iyi niyetle yaklaşmıyor. Ama sonra anladım ki bana zarar vermeyecek, yaklaşmasına izin verdim. Sıcacık ellerinin arasına aldı beni. Uzun zaman sonra kendimi böyle güvende hissettim, ılık bir sütle karnım doydu ve onun sıcak kucağında saatlerce uyudum...
Uyandığımda veterinerdeydik. Şaşkındım ve korkuyordum çünkü çok yaşamayacağımı, bir gözümün kör kalacağını ve kurtulmamın, bir hayatımın olmasının zor olduğunu söylediler. Ben vazgeçtim ama onlar benden vazgeçmedi.
Her gün minicik bedenime iğneler yapıldı, gözüme ilaçlar verildi ve ben hayatta kaldım! Şimdi kocaman bir kız oldum, o gözüm hala biraz akıyor ama dünyayı görüyorum...
Ailemle çok güzel yıllarım geçti. Çocukluğumu oyunlarla geçirmiş iki yaşlarına gelmiştim. Uyumayı ve ara sıra oyun oynamayı sevdiğim sakin bir yaşamım var artık. Onlarında beni çok sevdiğine eminim çünkü her yıl en sevdiğim yaş mamadan alıp doğum günümü bile kutlarlar!
Yine uyukladığım sakin bir akşam evde yeni bir koku aldım, yıllardır almadığım bambaşka bir kokuydu bu… Ne olduğunu merak ettim. Bir de baktım ki küçücük bir erkek kedi! Yaklaşık 4-5 aylık.
Onu tanımak için yavaşça yaklaştım. Kendisi çok sevecendi ama ben ilk başta ondan hiç hoşlanmadım. Çünkü yalnız büyüdüm, kendi halimdeydim. Ama ne derler bilirsiniz, büyük aşklar nefretle başlar!
Ne kadar sürdüğünü tam hatırlamasam da bir süre ondan kaçtım, yanıma yaklaştırmadım hatta şu an çok pişman olduğum davranışlarım oldu ona… Tırmaladım, tısladım, evin köşelerin de sıkıştırdım. Onu korkuttum ama o bana her zaman güzel yaklaştı… Bende böyle olunca ona bir şans vermem gerektiğini düşünerek bana yaklaşmasına izin verdim. Bende zamanla ısındım ona, günler sonra yeniden tanıştık.
O kadar çok üzüldüm ki bunca zaman ona kötü davrandığım için… Yan yana uzandık beraber uyuduk, o gün bugündür onu çok severim! Bu arada ismi Minik. Benden küçük olduğu için ilk başta ailem ona seslenirken ‘Minik’ dedi ve adı böyle kaldı.
Kardeşim çok sıcakkanlı, sevecen ve oyuncudur. Şu an 4 yaşında, beraber büyüdük ama bakmayın o hep narin ve küçük bir kedi oldu. Sanırım ailem çok doğru bir isim seçimi yapmış.
Derken… Ben ve Minik yıllar sonra farklı bir kokuyla tanıştık. Hemen anladım bu koku farklı ama olay tanıdıktı. Çok küçük bir kardeş gelmişti evimize.
Annem evimizden onun sesini duyup bahçede çalıların arasında ölümle burun buruna bulmuş ve kıyamayıp eve getirmiş. Benim adım Vik biliyorsunuz. Sırasıyla benden sonra gelen kardeşime Minik; son aile üyemize ise isim bulmadan bebek diye seslendiler ve ismi ‘Bebek’ olarak kaldı. Benim kadar hasta değilmiş ama iç parazitleri çok olduğu için tehlikeliydi sağlık durumu. Birkaç gün içinde güzelce beslendi ilaçları yapıldı. Annemin ve babamın kucağından inmiyordu. Bize de sırnaşıyordu tabii. Ben yine mesafeliydim ne iyi ne kötü davrandım. Garip geliyordu, ben kocamanım o ise minicik.
Ama Minik onu sahiplendi. Hep yanındaydı onu temizledi, ısıttı ve ailemin yaptığı gibi sevgisini paylaştı.
Bebek zamanla büyüyüp gelişti, çok hareketliydi hep oyun oynamak istiyordu. Minik ona ayak uyduruyor ama ben yaşım ve kilolarım dolayısıyla zorlanıyordum. Kendi halimde olmak, oyundan uzak olup uyumayı tercih ederim. Ama onlar bazen koşturuyor, eşyaları devirip ses çıkararak ailemi kızdırıyorlardı.
Şimdi Bebek 1 yaşını doldurdu biraz daha sakinleşti ve oldukça fazla büyüdü. Ben 6,5 kiloyum, Bebek 5,5 kilo… Minik ise 4 kilo, dedim ya o gerçekten adının hakkını veriyor!
Ailemi ve kardeşlerimi çok seviyorum, onlarında beni sevdiğini biliyorum. Onlar benim en güzel hediyem! Hepimiz bu yuvada çok mutluyuz. Sokakta ve barınaklarda bizler gibi mutlu olmayı, sıcak bir yuvayı hayal eden bir sürü patili dostum var. Satın alma sahiplen diyorum çünkü bizlerin iadesi ya da değiştirme kartı yok... "Bakamazsam veririm" demek, bizler için dönülmez, unutulmaz bir travmadır. Kendi eğlenceniz ya da başkasının mutluluğu için bir hayvanı, bir yaşamı yok etmeyin…
Umarım sizlerde yaşam şartlarınızı, ayırabileceğiniz zamanı ve imkanlarınızı göz önünde bulundurarak yuvanızı bir patili dosta açarsınız. Bu sayede ben ve kardeşlerime olduğu gibi ikinci bir hayat hediye etmiş olursunuz.
Bir canlıya verilebilecek daha güzel bir hediye olabilir mi?
Sevgiler, Vik.