Merhaba sevgili okurlar! Ben Vik, annem beni her kucağına aldığında vik diye ses çıkardığım için bu ismi vermiş. Artık ben de Sektör Gazetesi'nin patili yazarıyım. Bu hafta sizler için çok miyav bir yazı yazdım, gelin inceleyelim.
İlk yazım olduğu için önce kendimi tanıtayım. 5 yaşında, zarif, akıllı bir abla ve tabii ki harika bir dişi kediyim. Annem beni Eskişehir’de sokaktan bulmuştu. Sonra evlenip Salihli’ye geldi hem yeni bir evimiz hem de babam oldu. Yardıma ihtiyaç duyan bir miyav görünce dayanamayan ailem sayesinde evimize 2 erkek kardeşim daha geldi sokaktan.
Geçen gün annemin iş yerinden arkadaşı sahiplendiği oğlu Dobby ile bize geldi. Dobby baya enerjik bir köpek, hav havlamaya da bayılıyor. Hav havlarken yeni bir işe gireceğini ve karşılığında yaş mama alacağını söyledi. Hemen gidip anneme miyavladım tabii bunu. Ben de istiyorum dedim. Güzel bir box yolculuğu sonucu Sektör Gazetesi’nde aldık soluğu.
Dobbyle birlikte sözleşmelerimizi yaptık ama ben yaş mama değil de her yazı başına kavun istedim. Çünkü ben biraz seçiciyim... Bu arada kavun sevmem belki sizi şaşırtacaktır ama annem ve babam bunun sebebini şöyle açıklıyor: Kavun kokusu, etteki proteinlerin kokusunu taklit edermiş. Bende bu lezzete bayılırım! Ama her mevsim taze kavun olmayacağını söyledikleri için yaz mevsiminde taze kavun, kışları da balıklı ödül çubuğu olarak anlaştık. Artık ben de Sektör Gazetesi’nin Patili Köşe Yazarlarındanım.
Şu an burada oturmuş, patilerimle bu yazıyı yazarken, bir zamanlar sokakta aç ve yalnız dolaşan küçük bir yavru olduğumu hatırlıyorum. Neyse ki, ailem beni buldu ve sahiplenerek hayatımı değiştirdi. Ve bununla kalmayıp iki erkek kedi kardeşimi de sahiplendiler. Böylece kocaman bir kedi ailesi olduk!
Şimdi size şunu sormak istiyorum: Eğer ailem beni ve kardeşlerimi sahiplenmeseydi, biz nerede olacaktık? Muhtemelen çöp kutularını karıştırarak yemek arıyor olacaktık, yağmurda sırılsıklam kalacaktık, belki de bir daha hiç sıcak bir battaniyeye sarılamayacaktık. Kısacası, bizim gibi sokaktaki hayvanların sahiplenilmeye çok ihtiyacı var.
İnsanlar bazen biz kedi ve köpeklere “çok tatlılar, keşke sahiplenebilsek ama bakamayız” diyorlar. Evet, sahiplenmek bir sorumluluk ama aynı zamanda sevgi, arkadaşlık ve en önemlisi hayat kurtarmak demek. Hayvan sahiplenmek sadece bize sıcak bir yuva sunmak değil, bizler sadece evin köşesinde uyuyan canlılar değiliz. Biz kalplerimizi açtığımızda, size ömür boyu arkadaşlık miyavlarız. Benim de aileme kattığım neşe ve sevgiyi düşündüğünüzde, bir hayvan sahiplenmek belki de hayatınızın en iyi kararı olabilir, miyav!
O yüzden size bir önerim var: Eğer evinizde bir yer açmak, bir hayvan sahibi olmak isterseniz LÜTFEN SATIN ALMAYIN! Satın almak yerine sahiplenmek, size gerçekten ihtiyacı olan bir cana şans vermek demek. Bir barınaktan ya da sokaktan bir hayvan sahiplenin, bir hayat kurtarın ve müthiş bir dost edinin. Dünyada yuva bekleyen o kadar çok kedi ve köpek var ki, neden bir tanesine ikinci bir hayat hediye etmeyesiniz? Belki de sizinle tanışmayı bekleyen bir Vik vardır, kim bilir?
Sevgilerimle, Vik.
İlgilinizi çekebilecek haberimiz;
Sektör Medya Türkiye’de bir ilke imza attı! Patili köşe yazarlarıyla sözleşme imzalandı