100 yıl önce tüm memleket bir fiil düşman işgali altındaydı. Vatanın kurtulması şarttı. Türk milleti kimsenin boyunduruğunun altında yaşayamazdı. Bizim için bağımsızlık çok önemliydi. Mustafa Kemal’in önderliğinde, Türk milleti topyekûn olarak ülke üzerinde ne kadar düşman varsa hepsini sınır dışına, hepsini denize dökmeye kararlıydı. Bağımsızlık mücadelesi başlamıştı… Kurtuluş mücadelesinde bu cepheler önemliydi. Peki nedir bu cepheleri bu kadar önemli kılan? Gelin tarihi sürece bir bakalım.

DOĞU CEPHESİ

Düşmanı ülkeden temizlemek için 3 tane cepheden savaşma kararı alındı. Bunlardan ilki Doğu cephesi. Doğu Cephesinde, İngilizlerin destek verdiği Ermeniler ile savaşılmıştır. Bilindiği üzere Osmanlı Devleti ile Ermeniler arasındaki sorun 1878 Berlin Antlaşması'ndan itibaren devam etmiş ve büyümüştür. Lakin zaman içinde doğuda Ermeni saldırıları hızla artmış ve boyutları da şiddetlenmiştir. 24 Eylül 1920 tarihine gelindiğinde ise Ermenilerin saldırıları bir taarruz boyutuna gelmiştir. Vaziyet böyle olunca da Türk ordusu, Ermenilere karşı taarruza geçmek durumunda kalmıştır. Doğu cephesinin başında komutan olarak Kazım Karabekir yer almıştır. Kazım Karabekir önderliğinde gerçekleşen savaş başarı ile sonuçlanmıştır.

GÜNEY CEPHESİ

Güney Cephesinde mücadele, Fransızlara ve Ermenilere karşı yapılmıştır. Mondros Ateşkes Antlaşması neticesinde güney bölgesi başta İngilizlere, daha sonra ise Fransızlara bırakılmıştır. Lakin Fransızların bölgede bulunan halka kötü muamelelerde bulunması, ayrımcılık yapması ve Ermeniler ile olan işbirliği neticesinde güney cephesi kurulmak zorunda kalmıştır. Güney bölgesinde yaşayan halkın direnişleri neticesinde önce 11 Şubat 1920 tarihinde Maraş, 10 Nisan 1920'de ise Urfa şehirleri Fransız işgalinden kurtarılmıştır.

Böylece güney cephesi de kapanmıştır.

BATI CEPHESİ

Batı cephesi ise 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir'in işgal edilmesi ile başlamıştır. Batı cephesinin açılmasının nedeni Türk ordusunun güçlenmesini engellemek ve Sevr Antlaşması'nı zorla kabul ettirmektir. Başta İzmir olmak üzere çevre illerde de Yunan işgali başlayınca, bu işgale direniş için bölge halkı tarafından Kuva-i Milliye birlikleri oluşturulmuştur. Böylece Batı cephesi; Akhisar, Aydın, Ayvalık, Bergama, Nazilli, Salihli ve Soma bölgelerinde başlamıştır. Batı cephesi Türk ordusunun büyük kahramanlık gösterdiği ve tarihe adını yazdırdığı belki de en önemli cephe olarak karşımıza çıkmıştır. Zira Batı cephesi, yeni kurulan düzenli ordunun ilk zaferidir. Batı cephesinin başında İsmet Paşa yer almıştır. Kuva-i Milliye birlikleri ve düzenli ordunun ortak zaferi olan Batı cephesinin kazanılması neticesinde halkın düzenli orduya duyduğu güven artmıştır.

KURTULUŞ SAVAŞI'NDA DÜZENLİ ORDU HANGİ CEPHEDE SAVAŞMIŞTIR?

Mondros Ateşkes Antlaşması, Türk milletinin düzenli ordusunu dağıtmıştır. Bu nedenle Kurtuluş Savaşı'nı Kuva-i Milliye birlikleri başlatmıştır. Zira bu dönemde elde kalan tek düzenli ordu; Doğu Anadolu'da bulunan 15. Kolordu olmuştur. Bu kolordunun başında ise Kazım Karabekir yer almıştır. Düzenli ordudan geriye kalan bu kolordu ise Doğu cephesinde kahramanca savaşmış ve bu savaşı başarı ile kazanmıştır. Yani Doğu cephesinde, düzenli ordu savaşmıştır.

KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELERİ KOMUTANLARI

Düzenli ordu kurulduktan sonra, her cepheye birer komutan atanmıştır. İşte bu komutanlar Kurtuluş Savaşı cepheleri komutanları olarak tarihe isimlerini yazdırmıştır. Doğu cephesi komutanı Kazım Karabekir'dir. Güney cephesi komutanlığına Refet Bele atanmıştır. Batı cephesine ise İsmet İnönü komutanlık etmiştir.

Bu zaferlerden sonra düşmana son vuruşun gelmesi gerekiyordu. TBMM Mustafa Kemal Atatürk’e yetki verdi. Atatürk aldığı başkomutanlık yetkisiyle 30 Ağustos 1922’de kazanılan bu zaferler taçlanmıştı. Ülke tamamen düşman işgalinden temizlenmişti. Sırada cumhuriyetin ilan vardı oda Cumhuriyetin ilanı, hukuksal olarak İkinci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29 Ekim 1923 günü gerçekleşen oturumunda Mustafa Kemal'in hazırladığı anayasa değişikliği teklifinin kabul edilmesiyle Türkiye Devleti'nin yönetim şeklinin cumhuriyet olarak belirlenmesiyle Cumhuriyet Kurulmuş oldu.

Görüldüğü gibi gelinen tarihi süreçte, bu vatan uğruna nice analar, nice genç delikanlılar, gelinlik çağındaki kızlar, babalar, çocuklar can verdi. Canlarıyla bu Cumhuriyeti bize emanet etti. Bizlerde onların mirasçısı olarak Cumhuriyeti bizden sonraki kuşaklara aktaracağız. Çünkü damarlarımızda onların asil kanı mevcut.

Yaşasın Cumhuriyet, Yüzüncü yılımız kutlu olsun.