Merhaba Sektör Medya Gurubunun değerli okurları yeni bir yazım ile sizlerleyim. 12-18 Aralık tarihleri arası Yoksullarla dayanışma haftası olarak kutlanıyor ama çoğumuz böyle haftayı bilmiyoruz.

Öncelikle neden böyle bir hafta olarak belirlenmiş gelin ona bakalım. Dayanışma duygusunu güçlendirmek, yardımlaşma kültürünü yaymak, yoksulluğu yenmenin yöntemlerini araştırarak uygulamaya koymak, gönüllü kuruluşlarla sivil toplum örgütlerini bir araya getirerek yoksulluk sorununa gönül birliği ve güç birliği yaparak sahip çıkmak amacıyla, 12-18 Aralık tarihleri arası ‘Yoksullarla Dayanışma Haftası’ olarak kutlanmaktadır.

 Bir önceki yazılarımda birçok defa bahsetmişimdir ‘Eşit bir dünya mı?’ diye. İşte bu sözü kanıtlayan hafta olarak bu haftayı örnek olarak gösterebiliriz. Şöyle ki, eşit olsak bu hafta neden belirlensin? İlk sorulacak sorumuz bu olmalı. Burada bir adaletsizlik yok mu? Birçok insan teknolojinin olanaklarından faydalanırken, her istediği ürüne anında ulaşırken, ‘Param var alırım’ diyebiliyorken, birçok insan ne yakız ki bu saydıklarımdan mahrum kalıyor.  Çalıştığı halde evine düzenli olarak gıda alamayan, en çok bildiğimiz ve sürekli olarak söylenen bir cümleyle ‘evine et’ alamayan insanlar var. Aynanın diğer tarafına baktığınızda ise her gün lokantadan yemek söyleyen insanlar var. Yemeği örnek verdim çünkü insanların yaşamlarını devam ettire bilmeleri için beslenmeleri çok önemli. Burada bile bir dengesizlik yok mu sence? Neden yoksulluk olsun neden insanlar tüketim ürünlerini hanelerine almakta zorlansın. Böyle bir haftanın olması bile insanlığın adil ve eşit olmadığının göstergesi değil midir? Sizce. Eşit bir dünya olsa neden böyle bir haftadan bahsedelim ki.

Bu hafta ile ilgili başka bir bakış açısı daha anlatacağım. 6 Şubat’ta ‘Asrın felaketi’ diye adlandırılan bir felaket yaşadık. Keşke böyle bir felaket yaşanmasaydı, keşke bu felakette en önemlisi hayatlarımız kaybetmeseydik. Ama oldu ve birçok insan malını mülkünü, canını, sağlığını kaybetti. Ama yine anlayamadığımız yada anlamak istemediğimiz bir durumla karşılaştık. 40 Saniyede her şeyini kaybedebilirsin, malın mülkün olsa ne fayda. İnsanların gözlerini kör eden bir şey var oda ‘daha çok para, daha çok mal, mülk’ Deprem bölgelerinde artan kira fiyatları ortada. Yaşanmışlıklar ne tez unutuldu, yoksula karşı adillik bu mu? Bunlardan ders alanlar var elbette onlara sözüm yok ama ders alamayan çoğunluk daha fazla diye düşünüyorum. Yoksa neden 3 bin 5 bin olan kiralar 12-15 bin olsun. Burada bu tür insanlara söylenecek tek şey var aslında kefenin cebi yok. Bizden öncekiler ne götürdü diğer dünyaya da siz ne götüreceksiniz.  Deprem örneğini kısa zaman önce yaşadığımız için gösterdim.

Evet tabi ki insanlar dayanışma kültürü içerisinde olsun, kültürle olsun, bilgi aktarımla olsun, beceri kazandırma ile olsun. Ama kimse bu dünyada yoksullukla sınanmasın, yoksul olmasın böyle bir haftada olmasın. Dileğim bundan sonra adil ve yoksulun olmadığı herkesin eşit olduğu bir dünya olması. Ne kadar ümitsiz olsam bile tek dileğim bu.