Özel, "Onunla ittifak, bununla ittifak. En güzel ittifak bizim ittifak. Milletle yaptığımız ittifak. Türkiye İttifakı. Ama bir tarafta Cumhur İttifakı var. Cumhur İttifakı'nın bileşenlerinden bir tanesi de HÜDA PAR. Kim HÜDA PAR? Kadınları sokak hayvanları gibi sahipsiz bırakmayıp, birine sahiplendirelim diyen HÜDA PAR. Seçimde sustu ama şimdi konuşuyor. Diyor ki, 'Biz Anayasa'nın 4. maddesine karşıyız.' Neymiş 4. maddesi; 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti nitelikleri, bayrağı, İstiklal Marşı ve başkenti.' Ankara'yı Atatürk yaptı başkent, Ankara'nın başkent olmasına karşılar. Şehit kanlarıyla sulanmış bayrağa karşılar. İstiklal Marşı yazılmış hep bir ağızdan okuyoruz. İstiklal Marşı'na karşılar. Türkiye Cumhuriyeti diyoruz. Cumhuriyete karşılar. Benim HÜDA PAR'a bir sözüm yok. Mikroba sen niye hastalık yapıyorsun diye hesap soramazsın. Mikrop mikroptur" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye de yüklenen Özel, "Tayyip beyin sağ kolunda HÜDA PAR öbür kolunda Devlet Bahçeli var. Devlet Bahçeli'ye soruyorum. Sen bu HÜDA PAR'a ne diyorsun Devlet bey. Kimler kimlerle beraber. O yüzden oy toplarken vatan, millet, bayrak, ezan deyip milli duyguları, dini duyguları sömürenler milletin bayrağına, İstiklal Marşı'na karşı olanlara, Anıtkabir'in bulunduğu Ankara'nın başkent olmasına karşı olanlara yüz veriyorlar. Sırt sıvazlıyorlar. Artık takke düştü, kel göründü. Halep oradaysa, arşın burada. Bu milletin birliğinin, beraberliğinin, bayrağının ezanının garantisi Cumhuriyet Halk Partisidir" şeklinde konuştu.
İsrail devletinin 1 yıldır yaptığı terörü de eleştiren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, iktidarın devlet terörüne karşı aylarca büyük bir siyasi aymazlıkla ve yüzsüzlükle sustuğunu ileri sürüp, İsrail ile ticarete devam ettiğini söyledi. Özel, "Bunu defalarca inkar ettiler yakalandılar. En sonunda güç bela durdurdular. Halâ daha arka tarafından yol açmaya uğraşıyorlar" dedi.
Meclis başkanının İsrail'de şehit edilen Ayşenur Ezgi Eygi'nin cenazesinde yaptığı konuşmaya da değinen Özel, "Geçtiğimiz günlerce solcu bir kızımız, sosyalist bir kızımızın, Didim'de cenazesine katıldım. Ayşenur Ezgi Eygi gitti Filistin davasına sahip çıkmak için orada durdu. Katiller Ayşenur'u bir kurşunla ensesinden vurdular. Günlerce aileyle ilgilendik, cenazeyle ilgilendik. Ertesi gün cenazeye gittik. Cenazeye, o ana kadar bunu görmeyenler o gün cenazeye 5 bakanla geldiler. Hepsinden Allah razı olsun. Cumhurbaşkanı Yardımcısıyla, Meclis Başkanı ile geldiler. Memnun olduk. Dedik ki birlik beraberlik olsun. Filistin için hep beraber duralım. Efendim bir baktık bir kürsü kurmuşlar. Kim konuşacak, Cumhurbaşkanı Yardımcısı ya da Meclis Başkanı. Başka yok. Bizim evladımız Türkiye'ye mâl olmuş, bizim mücadelemiz Türkiye'nin mücadelesi olmuş. Bu beraberliği biz önemserken orada siyaset yapmaya kalktılar. İlçe örgütümüzün şahsında bizim örgütümüze selam olsun. O siyasetçiliği oradaki o siyasi cambazlığa izin vermediler, o kürsüyü oraya kurdurtmadılar. Ama bunlar da oyun biter mi. Oturduk namazı kıldık, duamızı ettik. Tam cenazeyi uğurlayacağız. Din görevlisine oldu bitti yaptırıp oradan mikrofonu alıp güya tarafsız gibi, tarafsız olsa mecliste tarafsız olur. Meclis Başkanı, cenazede hepimiz adına tarafsız konuşacak beyefendi, Ankara'ya gidince de Tayyip beyin emrinden çıkmayacak. Olmaz olsun öyle tarafsızlık. Ayıp ettiniz, yazık ettiniz dedim. Bu yaptığınız Filistin davasına sahip çıkmak değil dedim. Ve din görevlisini bu işe alet etme dedim. Herkes Meclis Başkanını ayıplıyor, o yapılan işi ayıplıyor. O yüzden ne kadar haksızlığa uğrarsak uğrayalım. Haklılık zeminini terk etmeden, meydanı bunlara bırakmadan, ama bu yaptıklarını da yanlarına bırakmadan özgüvenli bir siyaset yapacağız arkadaşlar" şeklinde konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurulmasıyla ezanların yeniden okunduğunu söyleyen Özel, "Millet bütün zorluklarına rağmen, kimi de bunlara kanarak son bir kez oy verdi. Ezanı dindirecek diyorlardı, Cumhuriyet Halk Partili belediyeler köyde eksik olan camiyi yapıyor. Kiminin açılışına gidiyorum, kiminin temel atışına gidiyorum. Milletvekillerimiz müezzinlerin, imamların promosyon haklarını vermediler. Ben uğraşıyordum, şimdi Milletvekillerimiz uğraşıyor. Diyanet-Sen sendikası, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan yöneticiler gelip dosya veriyorlar. Derdimizi siz söyleyince sesimiz duyuluyor diyorlar. Şu mübarek caminin müezzeninin, imamının hakkını savunmak da Cumhuriyet Halk Partisi'nin boynunun borcudur. Diyorlar ya ezanı susturacaklar. Be hey kendini bilmezler, ezanı susturmuştu Yunanlılar, susturmuştu Fransızlar, İtalyanlar, işgal kuvvetleri. Bu partiyi kuranlar bu ezanı tekrar okuttular" dedi.
Özel konuşmasının devamında şunları söyledi:
"İşsizliği engellemeyenin, doları düşüremeyenin, fiyatları indiremeyenin gideceği yer seçim sandığıdır. Kaçamazsınız. Geçim yoksa seçim var. Şimdi hiçbiri ortada yok. Kim çıkmış ortaya? Bilal Erdoğan. Bilal Erdoğan hafta sonu mesai yaptı. Gezdi, dolaştı, konuştu. Bakın Bilal Erdoğan sahaya indiyse iki şey vardır. Bir, AK Parti'de işler yolunda gitmiyordur, iki sonuç beklediklerinden de kötü olacaktır emin olun. Nereden biliyorum. 2019 yerel seçimleri. Ekrem İmamoğlu 1'inci seçimi kazanmış, hazmedememişler. İkinci seçime ülkeyi götürmüşler. Bilal Erdoğan Fatih'te geziyor. Bilal Erdoğan Bakırköy'de geziyor. Bilal Erdoğan Eyüpsultan'da geziyor. Binali beye seçimi Bilal Erdoğan kazandıracak. Vallahi seçim akşamı 7'yi 5 geçe Binali beyi arabaya yolladılar, Süleyman Soylu ile birlikte uğurladılar erkenden. O yüzden Bilal Erdoğan sahadaysa işler kötü demektir."