“Gazzeli mazlumlara umut olduğunuz için teşekkür ediyorum”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Her birinize Filistin davasına sahip çıktığınız için Gazzeli mazlumlara umut olduğunuz için şahsım milletim adına teşekkür ediyorum” sözleriyle başlayarak, “Bu toprakları bize vatan olarak bırakan ecdadın tüm şehitlerini, gazilerini, kahramanlarını rahmetle anıyorum. Anadolu Selçuklu devletinden Osmanlıya ve Cumhuriyete kadar vatan topraklarına hükümdarlık mührümüzü vurduğumuz devletlerimizin kurulmasında ve yaşatılmasında emeği geçenleri minnetle yad ediyorum. Coğrafyamızın semalarında bayrağımızın ilelebet dalgalanması, ezanlarımızın kıyamete kadar okunması için emek veren akıl ve alın teri döken herkese şükranlarımı sunuyorum” dedi.
“Gazze için yüreğimizdeki yangını cümle aleme haykıracağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında “Bugün, burada öyle büyük bir milletsiniz ki, bunu farklı şekilde ortaya koydunuz. Öyle büyük bir millet ve devletiz ki, ne gücümüz ne derdimiz, ne mücadelemiz sadece kendi sınırlarımızda kaimdir. Yarın Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılının coşkusunu yaşarken bugün Gazze için yüreğimizdeki yangını cümle aleme haykıracağız. Ufkumuzun uzandığı her yerde kalplerini ve gözlerini bize çevirmiş kardeşlerimizin derdiyle dertlendiğimiz, gerektiğinde sınırlarımızı açtığımız kardeşlerimize yaptığımız gibi, Gazze için de bugün olduğu gibi kıyamdayız” şeklinde konuştu.
“Bir asır önce bu millet ve bu ülke için Adana neyse Gazze'de oydu”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Netanyahu nasıl teröristse Hamas da teröristmiş. Yazıklar olsun. Hamas kimdir? Bundan bihaber olan talihsizler var ve onlara ülkemde oy atanların da şu anda iyi düşünmesi lazım. Bugün burada yaşadığımızı, tarih bize yaşatmasın inşallah. Kırım’dan Karabağ’a, Bosna’dan Kerkük’e, Filistin’den Türkmenistan’a, Afganistan’dan Çeçenistan’a pek çok coğrafya için biz gözyaşı döktük. Ömrümüz boşuna geçmedi. Bugün birileri Gazze’yi uzakta çok uzakta görüyor ve ne yazık ki bunu açıkça söylüyor. Bir asır önce bu millet ve bu ülke için Adana neyse Gazze'de oydu. Edirne neyse Üsküp'ün, Kırklareli ne ise Selanik’in, Mardin neyse Musul’un, Gaziantep neyse Halep'in o olduğu gibi Gazze de vatan toprağının parçasıydı. Nereden nereye geldik. Çanakkale Şehitliğine yolunuz düştüğünde mezar taşlarının üstündeki isimlere ve şehirlere iyi bakın. Orada Balıkesirli ile Şanlıurfalının olduğu gibi Gazzeli ile Üsküplünün de yan yana yattığını göreceksiniz” açıklamasında bulundu.
“Biz mazlumlardan yanayız”
Türkiye’nin tarihi ile kültürü, coğrafyası ve medeniyeti ile büyük bir devlet olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye asla bitmeyecek büyük tehditlerin üzerinde olduğu bir ülkedir. Ülkemizin kuzeyinde, güneyinde, doğusunda, batısında yaşanan hiçbir hadisenin, çıkan hiçbir krizin kurulan hiçbir ittifakın Türkiye üzerine oynanan oyunlardan bağımsız olmadığını bilin. Hamas terör örgütü değil dedim ya, bundan İsrail çok büyük rahatsız oldu. Zaten başka bir şey beklemiyorduk. Bunu bildiğimiz için de açık ve net olarak ifade ettik. İsrailli yöneticilerin en üst seviyede dile getirdiği kavramların altını kazıyın. Hepsinin içinden ülkemiz topraklarını da kapsayan bir ihanet haritası çıkar. 1947’de Gazze, Filistin buralar ne idi bugün ne. İsrail sen buralara nasıl geldin? Nasıl girdin? Sen bir işgalcisin. Sen bir örgütsün. Türk milleti bunu biliyor. Batı sana borçlu ama Türkiye’nin sana borcu yok. Onun için bu kadar rahat konuşuyoruz. Türkiye sana borçlu olmadığı için Erdoğan böyle konuşuyor. Batının her ülkesi sana borçlu. Borçlu olduğu için de konuşamıyorlar. Seni ziyarete geliyorlar. Ziyarete gelerek senden adeta af diliyorlar. Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz mazlumlardan yanayız” dedi.
“Ukrayna-Rusya savaşında katledilen siviller için timsah gözyaşları dökenler bugün binlerce masum çocuğun ölümünü sessizce seyrediyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karşımızda İstanbul’un işgali sırasında 1453’teki fethin rövanşı edasıyla hareket edenlerin kursaklarında kalan hevesleri var. Hatırlayın duvarlara 1453'ü yazanları unutmuyoruz değil mi? Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Ermenileri, Ege, Marmara ve Karadeniz’de Rumları kışkırtıp, milletimizi yok etmeye kalkanların modern versiyonları var. Karşımızda son iki asırdır bizi siyasi, sosyal, ekonomik olarak adeta dilim dilim doğrayanların kapanmamış hesapları var. Sizler de görüyorsunuz dün Ukrayna-Rusya savaşında katledilen siviller için timsah gözyaşları dökenler, bugün binlerce masum çocuğun ölümünü sessizce seyrediyor. Ukrayna’da ölenler için gözyaşı döktünüz de Gazze'de ölen bu yavrular için neden sesiniz çıkmıyor. Ey Batı size sesleniyorum; siz yeniden bir hilal-haçlı mücadelesi mi estirmek istiyorsunuz? Eğer böyle bir gayretin içerisindeyseniz biliniz ki, bu millet ölmedi, dimdik ayakta. Aynı şekilde, aynı kararlılıkla Libya'da, Karadağ'da neysek bilesiniz ki Ortadoğu'da da oyuz. Son 10 yıldır terörle mücadele adına ne yaptıysak, hangi başarıyı kazandıysak, bunlara rağmen gerçekleştirdik” dedi.
“Gazze'de yaşanan katliam topyekun Batı'nın eseridir”
“Bir gece ansızın gelebiliriz” şiarıyla çizdikleri yolda ilerlemeyi sürdüreceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanınız olarak biz milletimizi seviyoruz. Milletimize fedai can etmeye hazırız. Milletimizle beraber bu yolda ilerlemeye her an hazırız. Tarihte nasıl destanlar yazdıysak bu millet yeni destanlar yazmaya hazırdır. Bunlar dediğimizin kimler olduğunu biliyorsunuz değil mi? ABD'siyle, Avrupa'sıyla, iplerini onların tuttuğu tüm piyonlarıyla merhum Mehmet Akif’in tek dişi kalmış canavar diye tabir ettiği Batı'dan bahsediyorum. Gazze’deki katliamın da en büyük sorumlusu işte bu Batı’dır. Gazze'de yaşanan katliam topyekun Batı'nın eseridir. Çocuk katilleri verdikleri tam desteği demokrasi ve adalet gibi kavramlarla gizlemeye çalışmaları da ayrı bir komedidir. İsrail onlara rağmen adım atamaz. Atsa bile 3 gün içinde çöker. Biz bunları iyi tanırız. Batı'nın bu sinsi ve kirli taktiği deşifre olmuştur. Bunu en iyi biz biliyoruz. Biz Irak ve Suriye’nin kuzeyinde karşımıza çıkartılan ciğeri beş para etmez teröristlerin gerisinde kimlerin olduğunu gayet iyi biliyoruz. PKK'nın YPG'nin FETÖ'nün gerisinde kimler var biliyoruz. İsrail’de var. Para ise para, silah ise silah. Benim milletim de bunları gayet iyi bilmeli. Biz lafa gelince liberal, özgürlükçü kurum ve kişilerin gerçekte hangi gayelerle ülkemizin ayağına çelme taktığını gayet iyi biliyoruz. Aynı hakikatlere Gazze'de şahit oluyoruz. Batı dünyası Gazze’deki çocuk, kadın, mazlum katliamını meşrulaştırmak için siyasetçisinden medyasında seferber oldu” şeklinde konuştu.
“İsrail biz de seni savaş suçlusu olarak dünyaya ilan edeceğiz”
İsrail’in savaş suçu işlediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail tam 22 gündür açıkça savaş suçu işliyor. İsrail biz de seni savaş suçlusu olarak dünyaya ilan edeceğiz. Bunun hazırlığı içerisindeyiz. Bunun çalışmasını yapıyoruz ve savaş suçlusu olarak İsrail’i dünyaya tanıtacağız. Batılı liderler bırakın buna tepki göstermeyi İsrail'e ateşkes çağrısı dahi yapmıyor. Ey Batı ne kadar çocuk, kadın ve yaşlı ölmesi lazım ki siz ateşkesi ilan edin. Bu son tavrı ile batının günah defteri bir kez daha boyunu fersah fersah aşmıştır. Elbette her ülkenin kendini savunma hakkı varmış” şeklinde konuştu.
“Gazze sadece hayata tutunma mücadelesi verenlerin değil hepimizin meselesidir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’de savunma değil açık ve alçakça bir katliam yürütülmektedir. Gazze halkını bir silah gibi kullandıkları açıkla, susuzlukla, yakıtsızlıkla, sağlık hizmetlerini çökerterek topluca yok etme peşindeler. İşte bu geceyi yaşadık değil mi? Bu gece Gazze’nin hali neydi gördünüz değil mi? Her taraf karanlık hiçbir şey yok yiyecek bir şey yok, hastaneler karanlık ve düşünün anestezi kullanmadan ameliyat yapıyorlar. Operasyonlarını karanlıkta yapıyorlar. Ey dünya, bütün bu gerçekleri görüyorsunuz. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri haykırıyor ama duymuyorsunuz sağır oldunuz. Bunlara asla kulak vermediniz. ‘Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz’ demiştim. Bunlar öldürmeyi iyi bilenler. Dün birbirlerini gırtlaklıyor. Yahudileri gaz odalarında topluca yok ediyor. Attıkları atom bombasıyla içindeki insanlarla birlikte şehirleri haritadan siliyorlardı. Şu anda aynı zihniyet bugün de Gazze’de, daha önce Karabağ’da, Bosna’da Irak’ta Suriye’de pek çok yerde bu zulümleri gördük. Vahşetin doğrudan failidir bunlar. İşte bunun için Gazze sadece hayata tutunma mücadelesi verenlerin değil hepimizin meselesidir. Bunu İslami ve insanı zeminin dışına çıkaranlara da bir çift sözüm var. Kendi küçük siyasi oyunlarını köhnemiş tarihi hesaplarını hastalıklı taassuplarını Gazze’deki mücadelenin önüne geçirenlere diyoruz ki ‘yapmayın’ Gazze’de öldürülen veya her an öldürülme tehdidi altında yaşayan masum çocukların, kadınların, erkeklerin vebaline girmeyin. Gazze’de işlenen insanlık ve savaş suçlarına ortak olmayın. Yakın geçmişte Irak’ta Suriye’de coğrafyamızın köşelerinde yaşananlardan ders alın. Filistin’in ünlü şairi ne diyor, ‘zalim düşmana bağırdım ey Filistin senin adına. Ölürsem böcekler vücudumu didik didik edin, karınca yuvasından kartal çıkmaz hiçbir vakit. Yalnız yılan çıkar zehirli yılanlardan. Gençliğin yüreğiyim her daim, yüreğiyim beyaz kanatlı atlıların’ Evet karınca yumurtasından kartal çıkmayacağı gibi batının vicdanından merhamet küçük hesaplarla hareket edenlerin heybesinden hayırlı neticeler asla sadır olmaz. Artık hangi kökene, hangi inanca, mezhebe sahip olursa olsun coğrafyamızdaki Türk toplumları olarak bir olmalı birlikte olmalı beraber hareket etmeliyiz. Aksi taktirde teker teker herkesin aynı akıbete duçar olması kaçınılmazdır. Bölge ülkelerinin ve adlarının tamamını birliğin rahmetinde buluşmaya ayrılığın azabından uzak kalmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Dün geceden beri yapılanlar tam anlamıyla bir cinnet halidir”
İsrail’in 7 Ekim’de başlattığı saldırılardan bu yana şehit olan çocukların sayısı 3 bin 600’ü, şehitlerin tamamının sayısı da 7 bin 700’ü bulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Şehit edilenler arasında 500 sağlık çalışanı, 25 gazeteci, 38 BM görevlisi de var. Yaralanan 19 bin 734 Gazzeli’nin sığındığı hastaneleri vuran bir vahşetle karşı karşıyayız. İnsanların alışveriş yaptığı pazar yerleri, okullar, sokaklar, ayakta kalan her türlü bina bu barbarlığın hedefidir. Kesintisiz süren bombardımanlarda 30 bin bina, 200 bini aşkın konut yerle yeksan oldu. Hiçbir Gazzeli’nin başını sokacak evi işini yürütecek dükkanı neredeyse kalmadı. Elektrik su kanalizasyon alt yapısı zaten tümüyle imha edildi. Dışarıdan yardım getirilmesine izin verilmediği için elektrikten gıdaya sağlık ve temizlik malzemesine kadar tüm insani ihtiyaçlar karşılanamaz halde. Dün geceden beri yapılanlar ise tam anlamıyla bir cinnet halidir. Tüm bu vahim tabloya rağmen Gazze halkının sergilediği vakur kararlı duruşu tarihe şanlı direniş destanı olarak yazılacaktır. İman ve azim öyle bir hasrettir ki atalarımızın değimiyle tekeden süt çıkartır. İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür. İmansız olan paslı yürek sinede yüktür. Sabır ve kararlılık öyle bir hasrettir ki aynı noktaya vuran su damlalarını yaptığı gibi mermeri bile deler. Filistin direnişi Gazze’deki son hadiselerle geçmişte yaşadığı sıkıntıları aşarak işte böyle bir cesaret ve aldanma hikayesine dönüşmüştür. Esasen bu ruh ve heyecan Filistin halkında hep vardı. Filistin halkının direniş kararlılığını yine şairin diliyle söyleyeceğim. ‘Dişlerimle savunacağım yurdumun her karış toprağını, dişlerimle. Başka yurt istemem onun yerine. Assalar damarlarımdan beni istemem yine. Buradayım hala aşkımın tutsağı evimin çevresinde yurdumun peşinde buradayım hala. Yıkamazlar beni, ne kadar çarmıh yükleseler omuzlarıma buradayım hala. Tutarak sizi, tutarak avuçlarımda dişlerimle savunacağım yurdumun her karış toprağını’ Gazzeli dişleriyle yurdunu savunmaya hazır. Biz de hazır mıyız? Bu millet yapar. Dün yaptı bugün de yapar. Bunlara hazırlıklı olmamız lazım” şeklinde konuştu.