Op.Dr.Koç “Menopoz, 12 aylık adet olamamanın(döngü yokluğunun) ardından adet kanamasının kalıcı olarak kesilmesi durumudur. Kadınların doğal üreme döngüsünün sonunu işaret eden önemli bir yaşam evresidir” dedi.
“Kadınlar arasında değişmekle birlikte genellikle ortalama görülme yaşının 49-51 yaş aralığı belirtilmektedir” diyen Op.Dr.Koç “Menopoz döneminde kadınlar tarafından birçok semptom bildirilmekte ve ortaya çıkan bu semptomlar kadınlarda bedensel, duygusal, sosyal ve cinsel yönden birçok değişime neden olmaktadır. Kadınların sosyo-demografik, doğumsal ve evlilik özelliklerinin de menopoz şikâyetlerinin farklı derecede ortaya çıkmasında etken olduğu belirtilmektedir. En çok görülen yakınmalar arasında ateş basmaları, sık idrar yolu enfeksiyonu ve idrar kaçırma, uyku bozuklukları, psikolojik değişiklikler ve kemik erimesi gibi belirtiler yer almaktadır. Bu sebeple muayene sırasında kemik ölçümü, mamografi (meme röntgeni) kan ve idrar tetkikleri ile birlikte jinekolojik bakı da gereklidir. Bu zor sürecin en az hasarla atlatılması insan ömrünü uzatıp, şeker, tansiyon ve kalp hastalığı gibi öldürücü hastalıkların görülme yaşını da yukarı çekmektedir. Bireyin yaşam kalitesini ve işlevselliğini etkileyen bu semptomlara yönelik çeşitli tedavi seçenekleri mevcuttur. Tedaviye karar vermeden önce kadınlara tedaviler hakkında bilgi verilmeli, kronik hastalıkları araştırılmalı ve en uygun yönteme birlikte karar verilmelidir. Hormon tedavisi, biyolojik hormon tedavisi, bilişsel davranışçı terapi, davranış değişiklikleri, hipnoz, egzersiz, gevşeme teknikleri bu tedavilerden bazılarıdır. Bunların yanında bazı bitkilerinde menopoz semptomları üzerinde yararlı olabileceği belirtilmektedir. Menopozal semptomların önlenmesi, azaltılması ve tedavisinin kanıta dayalı uygulamaların kullanılması ile sağlanabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle kanıta dayalı uygulamaların sağlık profesyonelleri tarafından kullanılması bakım kalitesinin arttırılmasına ve etkin bakım verilmesinde son derece önemlidir” diye konuştu.
