Alibeyköy Mahallesi Beste Sokak'taki özel bir lisede yabancı uyruklu bir öğrenci okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürü İbrahim Oktugan'a (74) silahla ateş edip kaçmış, şüpheli çocuk bir süre sonra yakalanmıştı. Okul müdürü İbrahim Oktugan ise kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Aynı okulda öğretmen olan Kadriye Deveci, İbrahim Oktugan’ın kanlar içerisindeki halini gördüğünü anlattı. Odasından silahın patlama sesiyle çıktığını belirten Deveci, okul müdürüyle göz göze geldiğini ardından kendisinin üstüne yığıldığını ifade etti.

“Her tarafı kan içerisindeydi”
Silahın patlama sesiyle odasından çıktığını ve kanlar içerisindeki okul müdürü İbrahim Oktugan’ı gördüğünü söyleyen öğretmen Kadriye Deveci, “Bu ölümü hocama hiç yakıştıramıyorum. Onun hakkı böyle bir ölüm değildi. Cümleler çok yetersiz kalıyor. Benim şahit olduğum sadece patlama sesinden sonra odadan çıktığımda hocamla yüz yüze gelerek birbirimize bakmamız. Her tarafı kan içerisindeydi. Ne olduğunu anlayamadım sadece 2 el patlama sesi duydum. 3 el silahla atış sesi duyan olmuş. O panikle, heyecanla ne olduğunu anlamaya çalışırken hocamla göz göze geldiğinde üstüme doğru yığıldı, tutmaya çalıştım. Öğrenci bir ay bizde kalmıştı. Gönderilmesi yönünde ailesiyle de konuşulmuştu. Ailesi de tabi biraz problem çıkarmıştı ve öğrenci gönderildi. Ondan sonrasında öğrenciyi hiçbir şekilde görmedim. Problemli bir öğrenciydi, öğretmenlerine karşı saygısızdı. Çevresine ve arkadaşlarına olumsuz davranışlar sergileyen bir öğrenciydi. Geldiği okuldan ne gerekçeyle geldiği bize çok yansıtılmadı. Buradaki kimseyi töhmet altında bırakmak için konuşmuyorum. Bazı özel kurumlarda başından savmak için böyle şeyler lanse edilmiyor ve söylenmiyor. Bir de bu öğrencinin ablası bizde 4 yıl boyunca okudu. Öğrenim gördü ve biz böyle bir problem yaşamadık. Problemleri ve psikolojik sıkıntıları olabilir ama böyle hırçın davranışlar görmedik, tanık olmadık. Ona binaen öğrenciyi almış bulunduk. 1 ay içerisinde gösterdiği tavır ve davranışlar çok problemliydi. Allah rahmet eylesin, hocam da ‘biz bu öğrenciyi taşıyamayacağız, bize uygun değil, öğrencilerimize kötü örnek’ demişti” şeklinde konuştu.

“En son olayda öğretmenlerimizden bir tanesine küfürlü hitapta bulundu”
Öğrencinin okulda öğretmenlerine küfür ettiği gerekçesiyle atıldığını anlatan Deveci, “Öğretmenlerine saygısız, ismiyle hitap edip, küfürlü konuşuyordu. En son olayda zaten öğretmenlerimizden bir tanesine küfürlü hitapta bulundu. Aile bunu kabul etmemek için çok direndi ama ‘biz bu öğrenciyi taşıyamayacağız’ dedik. Gönderilmesi yönünde karar verilmişti. Okulda güvenlik görevlisi var. Güvenlik görevlisinin nerede olduğunu bilmiyorum. Olay sirayet etmeden bir dakika önce moladan arkadaşımla birlikte odalarımıza geçtik. Kapılarımız yan yana. Kapımı kapatıp, sandalyeme oturduğum anda patlama sesi duydum. İbrahim Hoca bizim arkamızdan geliyordu. Yanımdaki oda olduğu için ses çok kuvvetliydi. Ben 2 el ateş sesi duydum. Bomba patladı diye düşündüm. Önceden öğrencinin velisiyle İbrahim Hoca ‘öğrencinizin naklini başka okula alabilirsiniz’ şeklinde bir konuşma gerçekleşiyor. Öğrenci annesiyle Arapça konuşmaya başlıyor. Yani kullandıkları dili. Öğretmenim sadece, ‘Türkiye Cumhuriyeti’ndeyiz. Türkçe konuşmak zorundasın. Senin konuştuğun dili şu anda anlamıyorum. Annene ne diyorsun?’. Bu orada, ona çok sinirlendi. Odadan çıkarttılar. Bir sürü feveranlar yaptı. ‘Annemi küçük düşüremez’ gibi kendince farklı sebepler göstermeye çalıştı. Ama hiçbir şey yoktu. Hocamın üslubu o kadar iyidir ki, ben 8 yıldır onunla birlikte çalışıyorum. Bir kötü kelimesini duymuş insan değilim. Öğrencilerine de çok yakındı. Bu 5-6 ay öncesinde yaşanan bir olaydı. Silahla öğrenciyi ben görmedim. Sadece İbrahim Hoca ile yüz yüze geldiğimde kanlar içerisindeydi” dedi.

Kaynak: İHA