Ege Bölgesi’nin en bereketli ovalarından biri olan Gediz Ovası’nda bu yıl çiftçi açısından kötü bir hasat sezonu yaşanıyor. Bir yandan aşırı sıcak ve kurak geçen yaz mevsimine ani ve şiddetli yağışlar ve dolu da eklenince verimde önemli ölçüde kayıplar meydana geldi.
Tarımsal gelirin, toplam gelirin yüzde 60’ını oluşturduğu Salihli’de, masraflarını karşılamadığı gerekçesiyle çiftçilerin ürünlerini tarlada bırakma eğiliminin giderek artması, ekonomi çevrelerinde de bu konuda bir değerlendirme yapma ihtiyacını doğurdu.
Üyeleri arasında tarımsal üretim yapan kişi ve kuruluşların yanı sıra, bunları sanayi alanında hammadde olarak değerlendiren şirketlerin de bulunduğu Salihli Ticaret ve Sanayi Odası (TSO), bu konuda gelişmeleri endişeyle takip eden kurumların başında geliyor.
Salihli TSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yüksel, Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç ile bir araya gelerek durum değerlendirmesi yaptı. TSO’da düzenlenen toplantıda sahadaki gözlemlerini aktaran Yalvaç, karamsar tablonun tahmin edilenden de fazla olduğu konusundaki izlenimlerini paylaştı.
Geçtiğimiz hafta yağan ani ve şiddetli yağmurun sergide kuruma aşamasında bulunan üzümlere büyük zarar verdiğini belirten Salihli TSO Başkanı Yüksel, şu görüşleri paylaştı:
“Salihli’nin toplam gelirinin yüzde 60’ı tarımdan sağlanıyor. Bunun da yüzde 40’ı çekirdeksiz kuru üzümden elde ediliyor. Verimin iyi olduğu ve iklimin olumsuzluk yaşatmadığı yıllarda Ege Bölgesi’nde 300 bin - 350 bin ton üzüm üretimi yapılırdı. Bu sene hem verim, hem de kalite düşüklüğü nedeniyle 190 bin ton civarında bir üretim olacağı tahmin ediliyor. Kuru üzümde Tariş alım yapıyor ve 7 numara için 100 TL’lik fiyat uyguluyor. Verim iyi olsaydı bu fiyat üreticiyi tatmin edebilirdi ama hem verim düşük, hem de masraflar çok yüksek olunca, üretici en az 130-140 TL bandında ürününü satmalı ki kar edebilsin.”
Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç, afet zararlarını tespit etmek için 10 köyde ve 35 ayrı bağda bilirkişiler tarafından çalışma yürütüldüğünü anlattı. Üreticinin kimi kalemlerde yüzde 100’ün üzerinde artan gübre, ilaç, mazot gibi masrafları nedeniyle bu sene en mutsuz yıllarından birini yaşadığını belirten Yalvaç, işçilik ücretlerinin de tavan yapması nedeniyle ürünlerin toplanmadan tarlalarda bırakılması uygulamasıyla bu yıl pek çok üründe karşılaştıklarını anlattı. Yalvaç, domatesin yanı sıra karpuz, kavun, patlıcan ve kapya biberlerin toplanmadan tarlaların sürüldüğünü de ifade etti.
Salihli’nin bereketli topraklarında her türlü meyve ve sebzenin yetiştiğini ve 39 çeşit ticari ürünü bulunan bu yörede çiftçinin bu yıl çok mağdur duruma düştüğünü kaydeden Salihli TSO Başkanı İbrahim Yüksel, çiftçiyi üretimden soğutmamak ve tarımda sürdürülebilirliği sağlayabilmek için yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
“Her şeyden önce planlı tarıma geçilmesi şarttır. Her bölge için ürün planlaması yapılıp, bunlar sıkı bir şekilde denetlenmelidir.
Salihli Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikalar üretici ile sözleşme yapıyor ama bu konuda bir yaptırım olmaması nedeniyle her iki taraf da sözleşmeyi ihlal eden uygulamalarda bulunabiliyor.
Zeytinyağında bu sene iyi bir verim bekleniyor. Bu nedenle ihracattaki kısıtlamanın kaldırılması olumlu bir etki yaratır. Aynı zamanda salçada da zaman zaman ihracat kısıtlaması yanlış bir uygulama oluyor. İhracatçı bu gibi uygulamalar nedeniyle müşterilerini kaybediyor. Bunları tekrar kazanmak uzun zaman gerektiriyor.
Doğal afetlerden bu yıl çiftçinin ürünleri büyük zarar gördü. Mağdur olan çiftçilerimizin kamuya olan borçlarının faizsiz olarak ertelenmesini bekliyoruz.”