Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, son günlerde artan kadına yönelik şiddet haberleriyle ilgili olarak 'İstanbul Sözleşmesi'ni işaret etti. Söz konusu cinayetlerin bir rastlantı olmadığını iddia eden Özel, "hepimizin birlikte girdiği sözleşmeden Erdoğan'ın imzasıyla çıktı." dedi. CHP lideri Özel, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay'la ilgili ortaya atılan iddialara da çok sert tepki gösterdi.
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, son günlerde artan kadına yönelik şiddet haberleriyle ilgili olarak 'İstanbul Sözleşmesi'ni işaret etti. Söz konusu cinayetlerin bir rastlantı olmadığını iddia eden Özel, "Sağ partilerden 'İstanbul Sözleşmesi'ne hayır' diye meydanlarda bağırınca AK Parti bir avuç oyun peşine düştü. Hepimizin birlikte girdiği sözleşmeden Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla çıktı." dedi.
CHP Genel Başkanı Özür Özel son günlerde artan kadına yönelik şiddet haberleriyle ilgili olarak konuştu. Partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunan Özel, 'İstanbul Sözleşmesi' çıkışıyla dikkat çekti.
CHP lideri Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Değerli CHP'liler, kökü CHP olan Uzunköprü Belediye Başkanımız Ediz Martin bağımsızken bugün baba evine dönmeye karar verdi. Eğer baba evine dönüş olacaksa ilçe başkanlığı ve il başkanlığı kenetlenecek ve gelecekler.
NİMET ÖZDEMİR CHP'YE KATILDI
Nimet Hanım iş dünyasında başarıları olan, İYİ Parti'de milletvekilliği yapan bir süredir bağımsız devam eden bir vekilimiz. Kadın hakları, hayvan hakları için mücadele veren biri. Bir süredir baba ocağı CHP'ye dönmek istiyordu. Bugün de buradalar, örgütümüzü temsil edecekler.
"BU TOPLUM NASIL BU HALE GELDİ?"
Maalesef bugün acı haberlerin hepimizi kahrettiği günlerdeyiz. Öncelikle taziye dileğinde bulunacağım. Milli Görüş Hareketi'nin önemli ismi Recai Kutan için başsağlığı diliyorum. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da Semih Çelik isimli cani İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil'i katletti. Tekirdağ'da istismara uğrayan Sıla bebek hayatını kaybetti. Bugün ülkede süren kadın cinayetlerinin bir rastlantı olmadığını biliyoruz. Günlerdir failin özelliklerini öne çıkaran, katlettiği kadınlarla ilişkisini magazin haberi gibi sunan ifadeler dolanıyor. Asıl sorulması gereken bu toplum nasıl bu hale geldi?
'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ' ÇIKIŞI
AK Parti'nin kadınları hedef alan politikalarının en somut örneği İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede tek imzayla çıkılmasıdır. Bakın veriler ortada, İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlüğe konulduğu 2012 yılından sonra kadın cinayetlerinde büyük düşüş vardı.
"İÇERİDE SÖYLENMEYENİ İFŞA EDERİZ"
Gel anlat dedik, kendisini davet ettik. Birazdan iki bakanı gelecek, bilgilendirme yapacak. Toplantının tutanakları 10 yıl açıklanmayacak. İçeride söyleneni dışarıda söylemeyeceğiz. Ama içeride söylenmeyeni burada ifşa ederiz. Güvenlik kaygısı en dipteyken Cumhurbaşkanı şapkasıyla parti başkanı refleksi gösteriyorsa, 'Tehlike büyük arkama geçin, İsrail saldıracak' diyorsa o zaman iş başka. Onun iç gel kapalı oturumda anlat, ikna et gereğini yapalım. TV'de göreceklerimizi göreceksek, bir iki meczubun attığı tweet'i göreceksek bu numarayı kimse bu millete yediremez. Bu ülkenin gerçek sorunlarını kimseye örttürmeyiz.
"İSRAİL İLE TİCARET CAYIR CAYIR SÜRÜYOR"
İsrail ile ticaret cayır cayır devam ediyor. Serbest Ticaret Anlaşması askıya alınmamış. Kısıtlamada Türk ve İsrail menşeli ürün ifadesi kullanılmamış. Ürünlerin üçüncü ülke üzerinden satılıp gelmesi, gitmesi yasaklanmamış. Son kullanıcı sertifikası yasaklamaya konulmamış, bankacılıkta takip yapılmamış, Türk gemilerinin İsrail limanlarına girişi yasaklanmamış, en kötüsü de malın serbest bölgeden çıkıp depolamada etiket değiştirip İsrail'e gitmesi de yasaklanmamış. İsrail ile ticaret cayır cayır devam ediyor. Ey Erdoğan sen mi samimisin Türk milleti mi?
Bir dönem hep kapkaç haberleri vardı hatırlayın, bir araya geldik 1 yıllık cezayı 15 yıla çıkardık. Herkes kendine çekidüzen verdi. Dedik ki devlet kafaya koydu, mücadele edecek kapkaçla. Ama şimdi Türkiye yine kapkaç cenneti oldu.
İstanbul Sözleşmesi de devlet kararlılığının bir sembolüydü. Devlet bu işe kafayı taktı deyip diye düşünüp ayaklarını denk aldılar. Sonra yapılacak düzenlemeler gecikti, yapılan düzgün uygulamadı. Sonra bir kesim, gerici bir kesim, kadını aşağı gören geçmişin domuz bağcıları ortalığı velveleye verdiler. 'İstanbul Sözleşmesi'ne hayır' diye. Sağ partilerden bunu meydanlarda bağırınca AK Parti bir avuç oyun peşine düştü. Hepimizin birlikte girdiği sözleşmeden Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla çıktı.
"ELİNİ YAKAN ERDOĞAN'DIR"
Millet cep telefonunun faturasını konuşuyor. Faturasını alan ve eli yanan herkese söylüyorum, senin elini yakan ve elini cebine atan Recep Tayyip Erdoğan'dır. Ekonomiyi mahvettiler. İktidarın sorunları çözecek bir reçetesi yok. Yüzde 3 enflasyon dünyadaki 83 ülkeden yüksek. Ama bizim aylık yüzde 3, 83 ülkenin yıllık enflasyonu yüzde 3'ten düşük. 51'den 49'a düştük diyor, fiyatlar düşmüş gibi anlatıyor... Ne düşmesi! Fiyat düşmez, 51 değil 49 artar. Enflasyonu eksi yapmadan fiyatlar düşmez. Bundan sonra CHP olarak ekonomi masamızın gayretiyle bu gerçekleri sokakla, iş dünyasıyla, çalışanlarla en etkili şekilde konuşmaya, bu yalanları gün yüzüne çıkarmaya devam edeceğiz.
"EV ÇIKANA MAFYA GİBİ SENET İMZALATIYORLAR"
İktidar Hatay'da verdiği sözleri tutmadı, sözümüz söz her hafta Hatay'ın sesi olacağız. 100 depremzedenin 96'sı çadırda, konteynerde ya da gurbette. 1.5 TL milyon hibe, 1.5 TL milyon kredi Hatay'ın temel beklentisi. TOKİ evleri... Ev çıkana mafya gibi senet imzalatıyorlar. Mücbir sebep... Üç ayda bir uzatıyorlar. Üç ay üç uzatmayın şunu üç yıllığına uzatın, Hatay'ın önünü açın. Hatay'da her hafta bir gölge bakan olacak. Hatay bizim meselemizdir.
"DERHAL ESAD İLE GÖRÜŞÜN"
Esad'la görüşmeye gideceğiz deyince ben de gideceğim dedi. Tarihi fırsat var, Esad genel af ilan etti. Cezaevleri boşaldı, suçlar işlenmemiş sayılacak. Tam Suriye'ye dönme fırsatı. Bizimkinden tık yok. Bir çalışma yapmış, sığınmacıların çalışma iznini üç yıla çıkarmışlar, yeni Suriyelilere çalışma izni vereceğine Türkiye'de üç gençten biri işsiz. Bizim evladımızı istihdama kat. Biz ayrımcılık yapan sığınmacıyı hedef alan bir parti değiliz. Sığınmacı yaratan politikalara karşıyız. Artık genel af çıktı, herkesin memleketi güzel. Bizim yoksulumuz bize yeter. Erdoğan'ı derhal Esad'la görüşmeye davet ediyorum.
İMAMOĞLU'NA SİYASİ YASAK GİRİŞİMİ
Şimdiye kadar dörtte dört yapan İmamoğlu rüyasına giriyor. Siyaseten baş edemeyince, demokratik bir yarışla yenemeyince yargıyı kullanıyor. Adı 'Ahmak Davası'... Bu laf Soylu'ya cevaben söylendi. Sonradan bir cinlik, kumpas düşündüler. Meselenin özü İmamoğlu'na siyasi yasak değil Türk milletine kendisini kimi yönetici konusunda yasak getirmektir. İmamoğlu aday olursa onu seçemezsin diye direnmektir. Bu partinin adayı o mu olur bu olur diye Saray'ı memnun edecek tartışmalardan uzak durması lazım. Milletin seçme hakkına saldırıdır, bu millet seçme hakkını elinden aldırtmaz, nokta!.
Bu tip kumpasları çok gördük, tüm parti birlik beraberlik halinde ele alıyoruz. Türkiye 2024 yılında seçmenin seçme hakkının elinden alınacağı bir ülke haline gelirse bu devleti olmaktan zaten çıktı ama tescillersiniz bunu, dünyaya bir kez daha ilan edersiniz... Eğer ki bu dava siyasi yasakla sonuçlansın en kötüsü geride kalmadı en kötüsü önümüzde. Herkes aklını başına, ayağını da denk alsın...
GÜLŞAH DURBAY AÇIKLAMASI
Geçtiğimiz hafta bunu çok ahlaksız bir boyuta ulaştırdılar. 31 yıldır bir arada olduğum, biricik kızımın anasının boşanma davası açtığını iddia ettiler. İnanamadık. Bununla kalacak sandık, birtakım yalanlar uydurdular. 1 Nisan'da bizi cezalandıracaklardı yapamadılar ya, parti iktidara gidiyor ya akılları sıra genel başkanı yıpratacağız diye 18 yaşından bu yana bu partide olmuş, bu partiye 18 yıldır hizmet eden, Manisa'nın tam mutabakatıyla... Manisa'da ben aday oldum, Gülşah Başkan gençlik kolları başkanıydı. O günden beri bütün Manisa beraber yürüyoruz. 1 vekil vardı 4 vekil yaptık. 10 ay önce yüzde 29 aldık. Bu seçimde biz yüzde 59 oy aldık. Gülşah Durubay, Şehzadeler'i, merkez ilçeyi, hiç kazanmadığımız ilçeyi, Fatih'in tahta koştuğu ilçeyi dürüstlüğüyle çalışkanlığıyla namusuyla kazandı. Hakikaten zorlanıyorum, bu kadar ahlaksızlığa, bu kadar kitapsızlığa, bu kadar çirkinliğe, bu kadar çirkinliğe... Hani meselenin ucu Atatürk'e verdiğim söz olmasa lanet olsun deyip başka bir şey yapacağım da... Bu yalanı yayan hesaplar Gülşah'ın hastanede yattığı belli günleri ahlaksız bir iftiraya dönüştürdüler. Meselenin özünü anlatacağım. Çocukluğundan bu yana bağırsak hastası. "