Merhaba Sektör Medya Grubu’nun değerli okurları yeni bir yazımla sizle olmaktan mutluluk duyuyorum. 6 Şubat 2023 depremi yani asrın felaketi olan depremin üzerinden yaklaşık olarak 1 buçuk yıl geçti. Ama bölgede artçı sarsıntılar devam ediyor. Yıkıcı deprem 11 ili etkilemiş ve bir depremin yeryüzüne neler yaşatabileceğimiz hepimiz tanık olduk.
Geçtiğimiz haftalardan Merkez üssü Manisa’nın soma ilçesinde Kandilli Rasathanesi deprem araştırma enstitüsü verilerine göre 5.0, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre 4.8 şiddetinde bir depremle sarsıldık. Gerçeği söylemek gerekirse aslında hepimizin bildiği gerçeği, deprem ülkesiyiz ve her an büyük bir deprem yaşayabiliriz. Deprem alanında uzmanları sürekli olarak takip ediyorum. Uzmanlar ‘Malatya fay hattı, Bingöl, Erzincan Tunceli Fay hattında yıkıcı depremlerin kaçınılmaz olduğunu’ tekrarlıyor. Aynı bu tekrarlar İstanbul, Balıkesir, İzmir, Manisa yani Ege ve Marmara bölgeleri içinde geçerli.
Peki bu gerçeği bildiğimiz halde depreme ne kadar hazırlıklıyız? 6 Şubat Depreminde uzmanların bile tahmin etmediği bir durumu yaşadık. Peki neydi bu? Sabaha karşı olan 7.7 şiddetindeki depremden sonra artçılar olacağı tahmin ediliyordu. Ama tahmin edilmeyen artçı depremin asıl depreme yakın bir değerde olması yani 2. Yıkıcı bir deprem.
Manisa Soma’da yaşanan deprem sonrası depremin bitmesi ile birlikte ailemle aşağıya indim ve bekledim. Ama çoğu insan bu depremi ya duymadı, duyanlarda evlerinden çıkmamayı tercih etti. Şimdi yerin altında ne olacağını bilemiyoruz. Hemen arkasından yıkıcı bir deprem gelebilir mi? Bana göre olabilir, olmaz diye bir şey yok çünkü bunu dediğim gibi 6 Şubat depreminde gördük.
Olası bir yıkıcı depremde ne yapmalıyız, toplanma alanları nerede? Gibi durumlara hakim miyiz? Binalarımız depreme ne kadar dayanıklı, zemin depreme dayanıklı mı? Bu soruların cevabı elimizde var mı? Deprem sonrasında neler yapmalıyız? İşte bu ve bunun gibi soruların cevabını biliyor muyuz?
Depremin her lafı açıldığında toplum olarak söylenen sadece bir kelime var ‘Allah bizi deprem felaketinden korusun’ asıl soru şu biz kendimizi koruyor muyuz? Deprem binlerce hatta milyonlarca yıldır olan bir şey. Zaten insanı öldüren deprem değil, binalardır. Bu nedenle deprem riski taşıyacak binaların özellikle özel mülkte olan binaların biran evvel yıkılması gerekir. Hiçbir şey insan hayatından önemli değil. Gerekirse herke ama herkes elini değil, bedenini taşın altına koymalı. Yoksa yıkıcı depremde o beden gerçekte taşın altında kalır…