Başevirgen “500 binden fazla insan karnını bu topraklarda doyuruyor. HES'ler, JES'ler ve vahşi madencilik nedeniyle insanlar tarım yapamaz hale geldi. Tarımı bırakan çiftçi sayısı her geçen gün artıyor. Santrallerin sayısı ise kontrolsüz bir şekilde verilen teşviklerle daha da artıyor. Toprağımız suyumuz kirlendi. Tarım bitiyor. Bereketli Gediz Ovası'nın eski bereketinden eser kalmadı, tükeniyor” dedi.

CHP Manisa Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Bekir Başevirgen, TBMM Genel Kurulu’nda Manisa Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı’nın, Sarıgöl, Gölmarmara, Köprübaşı, Kula, Salihli, Alaşehir, Ahmetli, Şehzadeler, Saruhanlı ve Akhisar İlçelerinde ve 16 mahalle  sınırları içinde kalan toplam 450 bin dönüm arazideki 14 adet jeotermal kaynak ve 2 adet doğal mineralli su arama işletme ruhsat sahasını ihaleye çıkarmasına tepki gösterdi.

Ali Koç'tan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ziyaret Ali Koç'tan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ziyaret

 “ÜZÜMÜN BAŞKENTİ MANİSA’DA TARIM ALANLARI TEHLİKE ALTINDA”

CHP’li Başevirgen, 2018 yılında, o zamanki adıyla Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün Manisa ve İzmir valiliklerine gönderdiği yazıda, yer altı sularındaki arsenik oranını yükselttiği gerekçesiyle jeotermal ve madencilik faaliyetlerine yeni izin ve ruhsatların verilmemesi gerektiğinin söylendiğini hatırlatarak, “Manisa’da 17 adet JES bulunuyor. Manisa Valiliği ise, jeotermal kaynak aramak için yeni bir ihaleye çıkıyor. 10 ilçemizde toplam 450 bin dönüm alan için jeotermal kaynak arama ve işletme ruhsatı ihalesi yapacak. Plansız ve denetimsiz faaliyet gösteren bu santraller yıllardır Manisa'nın havasını, suyunu, toprağını kirletiyor. Üzümün başkenti Manisa’da, tarım alanları ciddi tehlike altında” dedi.

 “HALKIN GEÇİM KAYNAĞI TÜKENİYOR”

Başevirgen, JES projelerinin ardında hukuka ve vicdana aykırı şekilde sadece şirketlerin çıkarı kollanarak verilen kararların olduğunu ve bundan cesaret alan şirketlerin de yasa dışı ve hukuka aykırı tutumları nedeni ile yaşanan doğa tahribatının daha vahim bir hale geldiğini söyleyerek, "Manisa her şeyden önce bir tarım şehri. 500 binden fazla insan karnını bu topraklar sayesinde doyuruyor ve geçimini sağlıyor. HES'ler, JES'ler ve vahşi madencilik nedeniyle insanlar tarım yapamaz hale geldi. Tarımı bırakan çiftçi sayısı her geçen gün artıyor. Santrallerin sayısı ise kontrolsüz bir şekilde verilen teşviklerle daha da artıyor. Biz topraklarımızda maden sahaları ve enerji santralleri istemiyoruz. Yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz. Toprağımız suyumuz kirlendi. Tarım bitiyor. Her yıl üretim azalıyor. Bereketli Gediz Ovası'nın eski bereketinden eser kalmadı, tükeniyor" ifadelerini kullandı.

Kaynak: Ayşenur Yılmaz