Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Özgür Karaoğlu liderliğindeki bir ekip, Afyon, Eskişehir ve Ankara Üniversitelerinden bilim insanlarıyla birlikte "Kula Volkanizmasını Besleyen Magma Rezervuarlarının Jeofiziksel Yöntemlerle Belirlenmesi ve Nümerik Modelleme ile Püskürme Risklerinin Araştırılması" adlı bir proje geliştirdi.
2021'de başlayan ve 2024'te tamamlanan TÜBİTAK destekli projede Türkiye'nin en genç volkanik alanları incelendi. Araştırmada, Salihli'ye yakın volkanlarda yerin 5 ile 30 kilometre derinliğinde 8 magma odası tespit edildi.
Uzmanlar, son volkanik aktivitenin 4 bin 700 yıl önce gerçekleştiğini ve magma odalarının yüzeye yakın olmaları ile aktif fay hatları nedeniyle yeniden aktif hale gelme riski taşıdığını belirtti.
SALİHLİ BÖLGESİNDE BÜYÜK KORKU YARATMIŞTI…
Yapılan açıklamalar geçtiğimiz hafta Salihli’de en çok konuşulan konulardan birisi oldu.
Kamuoyunda dikkat çeken araştırmanın sonuçlarıyla ilgili olarak Sektör Medya’ya değerlendirmelerde bulunan Jeofizik Mühendisi Mehmet Fatih Suntay, önemli tespitlerde bulundu.
Anadolu Levhası hakkında açıklamalarda bulunan Jeofizik Mühendisi Suntay “Türkiye’nin Güney Batı’sında bulunan Arap Plakası Anadolu’ya aşağıdan yukarı doğru sürekli bir baskı halinde. Bu baskıdan Kuzey Anadolu Fay Hattı ve Doğu Anadolu Fay Hattı etkileniyor. Asrın felaketi olarak nitelendirilen Kahramanmaraş depremi de bu baskının sonucunda yaşandı. Ege Bölgesi’nde ise; bu baskının neticesinde, uzun yıllar içinde açılmalar meydana geldi. Bu da şu anlama geliyor; tektonik hareketlerle birlikte Bozdağ, Gediz Grabeni, Küçük Menderes Havzası Ödemiş Dağı yani dağlar ve ovalar oluştu. Tektonizmanın hareketliliği her daim süreceğinden ötürü dağlar yükselmeye devam edecek” dedi.
UZUN YILLAR BOYUNCA İMKANSIZ GÖRÜNÜYOR
Salihli- Kula bölgesini tedirgin eden konu hakkında merak edilenlere değinen Suntay “Açılmaların arasında kalan Kula bölgesi mantosunda (kabuğunda) incelme yaşanıyor. Bu durum sonucunda Salihli İlçesi'ne bağlı Sindel Köyü sınırlarından başlayan Kula Merkez’e kadar giden volkanizmalar oluştu. Bunlara ‘Volkanik Ada Yayı’ deniyor. Buna, en başta anlattığım tektonizma ve depremler neden oluyor. Bu tektonizma ve depremler durmadığı sürece volkanlar aktif hale gelmeye devam edecek. Bu bölgede depremlerin olmaması için tektonik bir dinginlik olması lazım. Bu da uzun yıllar boyunca imkansız görünüyor. Bu hareketlilik olduğu sürece volkanizma da gerçekleşecek, depremler de gerçekleşecek” ifadelerini kullandı.
GÖZLENMEYE DEVAM EDİLMESİ GEREKİYOR
Suntay konuyla ilgili açıklamalarına şu şekilde devam etti; “Kula volkanları, miyosen dönem olarak adlandırılan jeolojik döneme göre çok genç bir döneme denk geliyor. Neojen döneminin alt kolu olan miyosen döneminde oluşmuş, birincil evrede ve 3 aşamada gerçekleşmiştir. Birinci evrede Burgaz Volkanitleri, ikinci evrede Elekçitepe Volkanitleri, üçüncü evrede Divlit Volkanizması gerçekleşmiş ve sürümlenmiş. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Özgür Karaoğlu liderliğindeki ekibin yaptığı araştırmalar sonucunda 5 km’den 30 km’ye kadar alanda lav odaları bulundu. Bu araştırmalar bununla sınırlı kalmamalı. Dediğim gibi tektonizmaların hareketliliği devam edecek ve gözlenmeye devam edilmesi gerekiyor” dedi. Suntay ayrıca, hareketliliğin durumuna bağlı olarak magmanın dışarı vurma olasılığı her zaman mümkün olduğunu ve bu aktivitenin takibinin sürekli olması gerektiğini belirtti.