Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar 2023-2024 Ekim dönemi öncesi üreticilerin desteklenmesi konusunda açıklamalarda bulundu. Bayraktar, önemli temel ürünlerden olan ve Türkiye’nin ekiliş alanlarının yüzde 40’dan fazlasını kapsayan buğday, arpa ve kırmızı mercimekte ekilişlerin kısa bir süre sonra başlayacağını hatırlatarak, çiftçinin yıl boyunca en çok gübre mazotu bu dönemde kullandığının altını çizdi. Artan gübre ve mazot fiyatlarına da dikkati çeken Bayraktar, bu fiyat artışlarının üretimi azaltacağını ve üreticilerin zora gireceğini vurguladı.
“Sürdürülebilir üretim için de üreticilerimizin yeterli girdi temin etmesi gereklidir”
Girdi fiyatlarında ki artışın geçen sezonun ardından bu sezon da devam ettiğini hatırlatan Bayraktar, “Üreticilerimiz, girdi fiyatlarında geçtiğimiz sezonki artışların mağduriyetini yaşarken, girdi fiyatlarına gelen yeni zamlarla birlikte umutsuzluğa kapıldı. Üreticilerimiz ürünlerini satıp borcunu ödeyip gelecek sezona hazırlanırken gelen zamların etkisinin hafifletilmesi tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından önem taşıyor. En ucuz üretim sürdürülebilir üretimdir, sürdürülebilir üretim için de üreticilerimizin yeterli girdi temin etmesi ve alın terinin karşılığını alması gereklidir. Ekim ayında verilecek mazot ve gübre destekleri bir an önce artırılarak verilmeli, sezona başlayan üreticilerimizin önü açılmalıdır. Aksi takdirde üreticilerimizin üretme isteği ve tüketicilerimizin gıdaya erişimi açısından zor günler bizi bekliyor. Üretim ve lojistik maliyetlerinin bu şekilde artmaya devam etmesi halinde tüketicilerimizin pazarda, markette, manavda, ucuz gıdaya ulaşması mümkün değildir” değerlendirmesinde bulundu.


“Mazota verilen destek oranı artırılmalıdır”
Üreticilerin ürettiği ürünlerden yeterince gelir etmesini sağlanması gerektiğine vurgu yapan Bayraktar, “Geçtiğimiz dönemlerde girişimlerimizle yem ve gübrede KDV kaldırılmış, elektrik ve zirai ilaçta KDV indirilmişti. Yıllardır mazotta özellikle ÖTV’nin kabul edilebilir bir vergi olmadığını, mazotun tarımsal üretimin asli unsurlarından biri olduğunu söylemiş, ÖTV’nin ve KDV’nin kaldırılmasını talep etmiştik. Fakat mazot maliyetinin yarısının üreticilerimize destek olarak verilmesi uygulamasına geçildi, gübrede ise dekar başına belirlenen maktu bir miktar üreticilerimize ödeniyor. Mazottan alınan ÖTV ve KDV’nin tüm tarıma verilen destek ödemelerinin yüzde 70’ine denk geldiğini daha önceki açıklamalarımızda belirtmiştik. Çok yüksek olan bu oran, üreticilerimizin mazota ödediği miktarın oldukça yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle 2023 desteklerinde mazota daha fazla önem verilmelidir. Mazota verilen destek oranı artırılmalıdır” diye konuştu.


“Aylık bazda gübrede yüzde 30’u aşan artışlar görüldü”
Mazot ve gübre fiyatlarının, Kasım 2021’de petrol fiyatlarının ve döviz kurlarının artmasıyla birlikte yükselmeye başladığını hatırlatan Bayraktar, “Şubat 2022’de Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla 2022-2023 üretim sezonunda gübre çeşitlerinde yıllık yüzde 400 oranında, mazotta ise yüzde 250’yi bulan artışlar yaşandı. 2023-2024 üretim sezonu yaklaşırken, gübre ve mazotta aylık ve yıllık bazda artışlar yaşandı. Aylık bazda gübrede yüzde 30’u aşan artışlar görüldü” dedi.
Bayraktar, Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte artan petrol fiyatları ve döviz kurlarının etkisiyle 2022 yılından itibaren artan mazot fiyatlarının, 2023 Temmuz ayında mazottaki Özel Tüketim Vergisinin artırılması ve son yapılan zamlarla birlikte aylık bazda yüzde 52’yi, yıllık olarak baz etkisiyle birlikte yüzde 62’yi bulan oranlarda artış gösterdiğini de ifade etti.

Hava şartları hamsinin fiyatını yükseltti Hava şartları hamsinin fiyatını yükseltti


“Azalan gübre kullanımı üretimi olumsuz etkiler”
Bayraktar, üreticinin girdi fiyatlarının pahalılığı nedeniyle yeterince gübre, ilaç ve kaliteli tohumluk kullanamadığına da vurgu yaparak, “2020 yılında 7,1 milyon ton gübre kullanan üreticilerimiz 2021 yılında 6,4 milyon ton, 2022 yılında ise 5,9 milyon ton gübre kullandı. Gittikçe düşen gübre kullanımının, 2023 yılında 5,5 milyon tona gerileyeceği bekleniyor. Bu durum üretim miktarını ve kaliteyi etkiliyor. Tarımsal üretim günümüzde daha önemli bir hale gelmişken, bunu göz ardı etmek ülke tarımını, dolayısıyla ekonomisini olumsuz etkileyecektir” açıklamalarında bulundu.

Kaynak: İHA