Keskin bir bıçak gibi keserken nefesleri
Eylül’ün deli mavi gece ve gündüzleri
Karşı yamaçlar da yankılanır
Sessizce huzurun çığlık sesleri…
Bıraktık rüzgârları
Hoyratça dövsün diye dik yamaçları…
Öyle ya…
Avare sallanırken hunharca
Kıyametin en kopmuşunda,
Kaldırıveriyor kader
Hayatın yükünün en ağırını bir anda…
Seyre dalarken karşı dağların dumanlarını
Kırlardaki ağaçların hışırtısı
Ağaçlarda ki kuşların cıvıltısı oldu
Gün doğumlarımızın aynası…
Zaten başka da bir dileğimiz olmadı hayattan
Öperken kıvrım kıvrım kirpiğinin ucundan…
Lal oldu dilimizde velhasılı
Mutsuzluğa dair ne varsa…
Şakıdı diller huzurdan,
Sevdadan yana…
Karışırken kahkahamız
Bir uçtan uca!...
Gülsüm GÜLMEZ