KESK, Birleşik Kamu İş, BASK Konfederasyonlarının çağrısıyla Milli Birlik ve Demokrasi Meydanı’nda bir araya gelen öğretmenler, ‘Verilen zam oranının yükseltilmesi’ için basın açıklamasında bulundular. Açıklamaya bazı siyasi partilerde destek verdi.
“Sefalet ücretine sessiz kalmayacağız”
Öğretmenler adına açıklama yapan Eğitim İş Manisa 3 Nolu Şube Başkanı Mehmet Şen, açıklanan bu sefalet ücretine karşı sessiz kalmayacaklarını dile getirerek, “Bugün, emeğimizin değersizleştirilmesine, yaşam şartlarımızın ağırlaştırılmasına, yoksullaştırılmamıza ve insanca yaşam hakkımızın hiçe sayılmasına karşı ülkemizin her köşesinde alanlardayız. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı Yüzde 44,38’lik yıllık enflasyon oranı, çarşıda, pazarda yaşadığımız gerçeklerle asla bağdaşmamaktadır. Halkı yanıltan bu sahte rakamlarla bizleri sefalete mahkûm etmeye çalışanlara karşı susmayacağız! Yalanlarla örülmüş bu sistemin illüzyonunu reddediyoruz ve emeğimizin onurunu korumak için mücadele bayrağını yükseltiyoruz! Kamu emekçilerinin maaşlarına Yüzde 11,54 gibi trajikomik bir zam uygulamak, alın terimize ve emeğimize yapılmış büyük bir hakarettir. Üstelik bu hakaret yalnızca kamu emekçilerini değil, toplumun geniş kesimlerini de derinden yaralamaktadır. Ekonomik krizle her gün biraz daha ağırlaşan hayat koşulları, temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamayacak duruma gelmemize yol açmıştır. Açlık sınırında yaşamaya zorlanan milyonlar olarak, bu düzenin sürdürülemez olduğunu haykırıyoruz!” dedi.
“Her gün yük biniyor”
Çarşı Pazarda yaşanan zamları örnek göstererek açıklamasına devam eden şen,“Artık zamlar, sıradan bir haber olmaktan çıkıp emekçilerin günlük yaşamını alt üst eden bir gerçekliğe dönüşmüştür. Market raflarından temel ihtiyaçlara, faturaların her kaleminden ulaşım ücretlerine kadar fiyatlardaki artışlar, emekçilerin cebine her gün biraz daha yük bindiriyor. Kamu emekçileri, maaşlarını hangi ihtiyaçlarına yetiştireceklerini şaşırırken, art arda gelen zamlarla mücadele etmek neredeyse imkânsız hale geldi. Ülkemizde kira artışları, artık vatandaşların barınma hakkını elinden alacak boyutlara ulaşmıştır. Ortalama konut kira bedeli asgari ücret düzeyine ulaşmış, kamu emekçileri kirasını ödeyebilmek için adeta öğrenciler gibi ortak ev tutmaya mecbur bırakılmıştır. 2025 yılına, milyonlarca çalışanı ilgilendiren Yüzde 30’luk asgari ücret zammı, memur ve memur emeklilerine reva görülen Yüzde 11,54’lük sefalet artışı ve işçi emeklilerine verilen Yüzde 15,75’lik zam ile girdik. Bu zamlar yurttaşlarımızın büyük bir çoğunluğunu açlığa mahkum etmektedir. Bu kölelik düzeni ile hayatta kalmak mümkün değildir.” İfadelerine yer verdi.
“Vergi dilimiyle zamlar eriyor”
Vergi dilimleri ile verilen ücret artışlarının eriyip gittiğine dikkat çeken Şen, “Türkiye’deki vergi sistemi, emeği ile geçinenler aleyhine işlemektedir. Ücretli çalışanlar, gelir vergisi dilimleri nedeniyle yıl içinde daha fazla vergi ödemek zorunda kalırken, sermaye kesimi vergi avantajlarından yararlanmaktadır.
Kamu emekçileri olarak yılın başında aldığımız ücret, birkaç ay içinde vergi dilimlerinin artmasıyla erimektedir. Adil bir vergi sistemi, çok kazanandan çok; az kazanandan az vergi alınmasını düşük gelirli kesimlerin vergi yükünün azaltılmasını gerektirir.” Diye konuştu.
“Artık tükendik!” diyerek taleplerini açıklayan Şen şunları söyledi:
“• insan onuruna yaraşır yoksulluk sınırının üzerinde asgari bir ücret seviyesine ulaşmak için en düşük memur maaşına Yüzde 100 zam yapılmalıdır.
• Asgari ücret işçi sendikaları ve konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir komisyon tarafından belirlenmelidir.
• Kadın emekçilerin üretim sürecine eşit koşullarda katılabilmesi için iş yerlerinde ücretsiz kreşler açılmalıdır. Bu adım, yalnızca kadınların ekonomik özgürlüklerine katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine de güç kazandıracaktır.
• Halkın sırtına yüklenen adaletsiz vergiler, emekçinin alın terine yapılan açık bir gasp haline gelmiştir. Vergi adaleti sağlanmalı, ücretli çalışanların vergi dilimi Yüzde 15’e sabitlenmeli, temel ihtiyaçlara uygulanan dolaylı vergiler kaldırılmalıdır.
* Yandaş sendikaların dilenci gibi refah payı talebine karşı, gerçek bir toplu sözleşme mutabakatı sağlanmalıdır. Alacağımız her zam, tüm ek ödemeler taban aylığımıza ve emekliliğimize yansıtılmalıdır. insanca yaşayabileceğimiz bir emeklilik talep ediyoruz.
• İşverenin güdümünde olmayan, bağımsız kamu emekçileri konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir toplu sözleşme sistemi şarttır!
• Eşit işe eşit ücret talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz!
• Kamu kurumlarındaki mülakat uygulamasına son verilerek liyakatin esas alındığı bir sistem kurulmalıdır.
• Kamu çalışanlarına kira, ulaşım, eğitim yardımı için ödenek ayrılmalıdır.
Hep birlikte sesimizi yükseltelim!”