“DİLEĞİM ONDAN ÖNCE ÖLMEMEK”

 68 yaşında fiziksel ve konuşma engelli olan ve tamamen bakıma muhtaç bir şekilde hayatını sürdüren Hayriye Arık’a 63 yaşındaki kardeşi Yusuf Arık bakıyor. Hayat hikâyesini dolu gözlerle anlatan Yusuf Arık’ın tek dileğinin ablasının dünyada yalnız kalmaması için ondan sonra ölmek olduğunu söylüyor.

c835c687-86ce-4513-a328-c56e4569a7f6

Babalarını kaybettikten sonra evin yükü omuzlarına binen Yusuf Arık kardeşi ve annesine bakmak zorunda kaldı. Yaklaşık 9 yıl önce kaybettiği annesinin emaneti olan ablasına gözü gibi bakan kardeş Yusuf Arık, kendi yaşamını ve evliliğini onun için feda etmiş. 

96593b01-b40f-48e5-961b-8202c3064ad5

Genel Müdür Postacı, Salihli’de incelemelerde bulundu Genel Müdür Postacı, Salihli’de incelemelerde bulundu

 “BİLGİSİZLİKTEN OLDU”

Yaşam hikâyesini yaşaran gözlerle anlatan Yusuf Arık;“2 Yaşında havale geçiriyor. Havale geçirdikten sonra anne, babanın bilgisizliği nedeniyle havalenin farkına varamıyorlar. Doktorlara gideceklerine hocalara gidiyorlar. Bu şekilde eller ve ayakları kasık durumda kalıyor. O yaştan bu yaşa kadar gitmedikleri hoca, doktor kalmıyor. Şuna kendisi 68 yaşında ve benim büyüğüm olur. 24 saat bir başkasına bağımlı olarak yaşamaya çalışıyor. Bundan 8-9 yıl öncesine kadar annemle 2’sine bakıyordum. 1991 senesinde babamızı kaybettik. Annemizi de 9 yıl önce kaybettik. Şimdi benimle beraber. Ben evliyim 2 çocuğum var. Fakat eşim bakmak istemiyor. Ben ablama bakmaya, elimden gelen ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorum.” İfadelerinde bulundu.  

5d13cacf-a11f-44c8-8ee0-f4b86e813151

“NASILSIN DEYİNCE DÜNYALAR ONUN OLUYOR”

Ablasını dışarı çıkarıp gezdiren Yusuf Arık hikâyesinin devamında ise şu cümlelere yer veriyor; “Motosikletin arkasına böyle bir oturma yeri yaptırdık. Dışarıya çıkartıyorum, gezdiriyorum, Her gün Doyuran Teyzemize geliyor ona yemek yediriyorum. Çay içirmeye, ayran içirmeye götürüyorum. Oturuyor vakit geçiriyoruz. Birisi kendisine ‘nasılsın’ dedi mi? Dünyalar onun oluyor, çok mutlu oluyor. Para pul bilmez, iyiyi, kötüyü, doğruyu, yanlışı bilmez, versen yer, vermesen ‘illaki ver’ diye bağırmaz.  Birisinin sadece kendisine ‘Nasılsın’ demesini bekler.”   

Kaynak: Onay Ozan