Lidya Krallığının görkemli başkenti Sardes'in önemini yitirip Sart isminde sıradan bir köy durumuna düştüğü 1400'lü yılların başlarında, hemen 9 kilometre doğusunda yeni bir köy kuruluyordu:

Veled-i Salih=Salihoğlu Köyü.

Yapılan araştırmalara göre; Türk Oğuz boylarından Üçoklara bağlı Salur veya Salgur kabilesi, diğer Türk boyları gibi Orta Asya'daki Barlık ırmağı civarındaki yurtlarından ayrılıp batıya doğru göç etmiştir. Öncelikle bugünkü İran'ın Fars bölgesinde, daha sonra Kars ve Erzurum civarında Salur Kazan Han Atabeyliğinde hüküm sürdükleri görülmektedir. 1381 yılında ise Kayseri ve Sivas civarında Kadı Burhaneddin Devletini kurmuşlardır. Selçuklu egemenliğine girdiklerinde bazı aşiretler daha önce batıya giden Saruhan (Salur Han) Bey'in ardından bu günkü Manisa'ya göçerler. Bu göçler sırasında aşiretler beğendikleri topraklara yerleşip yurt tutarlar. Salihoğlu aşireti de Salihli'nin ilk kurucuları olarak bugünkü tren istasyonun güney tarafına yerleşirler.

Daha önce Salihli'yi yazan araştırmacılar her ne kadar karşı tezi savunsalar da bize göre Salihli'ye adını veren iki Salih vardır: Bunlardan biri Oğuz boylarından olan Salurların Salihoğlu Aşireti, diğeri ise Karamanlı Hancı Salih Dededir.

Elimizde her ne kadar yeterli belge yoksa da Türk ulusunun kuşaktan kuşağa aktarılan bir sözlü ya da söylence kültürü vardır. Yazılı edebiyatımız yakın dönemlerde gelişmeye başlamıştır ama sözlü edebiyatımız asırlardır kuşaktan kuşağa anlatılıp, aktarılarak günümüze kadar birçok öyküyü taşımıştır. Salihli'de çok yaygın olan bir söylenceye göre; 'Şehri Kırveli Mahallesi ile Kocaçeşme Mahallesi arasında bir yere 'han' açan Salih dede kurmuştur.

' Söylencenin yanlış tarafı; Salih dedenin şehrin kurucusu kabul edilmesidir. Doğru tarafı ise; 1790 yıllarında, kimilerinin teninin renginden dolayı 'Arap Dede', kimilerininse adından dolayı 'Salih Dede' diye andıkları ve hakkında Karaman'lı olduğundan başka bir bilgi edinemediğimiz kişinin anılan yerde bir han açmasıdır. Hanın bulunduğu çevre, Kırım, Kafkasya göçmenleri ve gayri Müslim göçleri nedeniyle kısa sürede gelişir ve burada yeni bir 'Salih'in köyü' doğar. Ortada iki Salihli vardır; Birisi Salihoğlu köyü diğeri ise Salih'in Köyüdür. 1875 yılında demiryolunun geçmesi ile bu iki köy arasındaki 1 Km'lik yolu, devrin İzmir Valisi Mithat Paşa açarak iki mahalleyi birleştirir.

Başbakanlık Arşiv Dairesi 165 No. da kayıtlı 1530 tarihli Tahrir Defterindeki bir belgeye göre: 'Saruhan nahiyesine bağlı bir Salihli köyü bulunduğu ve bu köyün Çarhocalı ve Ömerli adlarında iki Karyesi (Yerleşimi) olduğu' yazmaktadır. Ayrıca 1391 yılında Piskoposluğun Alaşehir'e (Philadelphia) devredilmesinden sonra Salihli köyünden ayrılan Hristiyan unsurlar, 1870 yılında Salihli'ye tekrar dönmüşler ve onların kayıtlarına göre de Salihli, Kato (Aşağı), Epano (Yukarı) olarak iki mahalleden oluşmaktadır.

Başbakanlık Arşiv Dairesinin 148 No.lu bir başka kaydına göre; 'H. 935 / M. 1528–29 tarihinde köyde yaşayan ailelerin aşiret isimleri şöyledir; Mustafaoğulları, Bediroğulları, Sinan Fakihoğulları, İskenderoğulları, Yusufoğulları, Aydınoğulları, İlyasoğulları, Bahşayişoğulları, Şahmelikoğulları ve Turgutoğulları'dır.

Görüldüğü gibi on aşiret adı vardır ama İçlerinde Salihoğulları yoktur. Peki köye adını veren Salihoğlularına, Veledi Salihlere ne olmuştur? Gelecek yazımızda bu konuyu anlatacağız.

Salihli ile ilgili belgeleri ve bunlara bağlı ilginç öyküleri köşemizde her hafta yazmaya sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Haftaya bu köşede buluşmak üzere hoşça kalın...

Mustafa Uçar