Kolajen daha çok takviye olarak tercih edilse de aslında vücudun yapı taşları arasında yer alır. Yaşlandıkça vücutta üretilen kolajen miktarı da azalır. Bu haberimizde kolajen hakkında tüm merak edilenlere yer verdik. “Kolajen nedir faydaları nelerdir?” gelin birlikte bakalım.


kolajen nedir faydaları nelerdir

Kolajen Nedir Faydaları Nelerdir?

“Kolajen nedir faydaları nelerdir?” vatandaşlar tarafından çok merak ediliyor. Kolajen vücudumuzda bulunan temel bir proteindir. Cildin sıkı ve elastik kalmasına yardımcı olur ve kemikleri güçlü tutar.

Kollajen, tendonlar, bağlar, kıkırdak, kemik, kan damarları, kaslar ve organlar gibi bağ dokularına güç ve esneklik sağlayan lifli bir proteindir. Ayrıca yeni hücrelerin ve dokuların büyümesini destekler.

Kolajen, vücudun yumuşak dokularının çoğunu oluşturan bağ dokusunun önemli bir bileşenidir. En bol bulunan kolajen formu, vücutta bulunan tip I'dir.



Ancak kolajen sağlıklı saç, tırnak ve dişlerin korunmasında da rol oynuyor. Kolajen, insan vücudundaki en yaygın proteinlerden biridir. Vücudun her hücresinde ve organında bulunur ve kemik, kıkırdak, tendonlar, bağlar, kan damarları, kaslar, deri ve diğer bağ dokularının yapısını desteklemekten sorumludur.

Ayrıca kolajenin beyninizi sağlıklı tutmada da rol oynamaktadır. Kollajen, beynin yapısını ve işlevini desteklemeye yardımcı olan önemli bir bileşenidir. Aslında, beyin vücudun toplam kollajeninin %25'ini içerir. Beynin %80 sudan oluştuğunu ve kolajenin beynin beyaz maddesinin önemli bir yapısal bileşeni olduğunu düşündüğünüzde bu mantıklıdır.

Kolajen üç amino asitten oluşur: Glisin, prolin ve hidroksiprolin. Bu amino asitler, vücuda destek ve yapı sağlayan kollajen liflerini oluşturur.

“Kolajen nedir faydaları nelerdir?” öğrendik. Peki kolajen çeşitleri nelerdir?


Kolajen Çeşitleri

Bilim insanları yaptıkları çalışmalarla toplam 29 çeşit kolajen tespit etti. Öte yandan vücut içinde doğal olarak sentezlenen kolajen dört ana grupta sınıflandırılabilir. Bu kolajen tiplerinin asli görevi bağ dokusunu desteklemektir, ancak bulundukları yere göre özelleşmiş görevlere sahiptirler.



Kolajen Tipleri Nelerdir?

Başlıca bilinen 5 kolajen türü ve sağladığı yarar şu şekildedir:

Tip 1 Kolajen: Vücutta bulunan kolajenin büyük bir çoğunluğu birbiri ile sıkı bir şekilde demetler oluşturan iplikçik yapısındaki Tip 1 kolajenden meydana gelir. Deride, diş yapısında, fibröz kıkırdaklarda, kemiklerde ve tendonlarda bulunur.

Tip 2 Kolajen: Daha gevşek bir şekilde demetler oluşturan iplikçik yapısındadır ve eklemlerde yer alan daha elastiki kıkırdak yapılarında bulunur.

Tip 3 Kolajen: Damarlarda ve boşluklu organ yapılarında iskele oluşturma görevini üstlenir.

Tip 4 kolajen: Epitel hücrelerinin üzerinde oturduğu bazal laminada bulunur, diğer kolajen tipleri gibi destekleyici yapılar olarak görev yapar.

Tip 5 Kolajen: Kornealarınızda ve bazı cilt ve saç katmanlarında bulunan bir kolajen türüdür.



Kolajen Ne İşe Yarar?

Kolajen, eklem ağrısını hafifletebilir, cildin elastikiyetini ve sıkılığını artırır, kalp rahatsızlıkları riskini azaltmaya yardımcı olur. Kas kütlesini artırarak kas kütle kaybını da önleyebilen kolajen, ayrıca;üsaç ve tırnak yapısını güçlendirir ve yara iyileşmesinin doğal sürecinde önemli bir rol oynar. Diğer yandan kolajen genel anlamda; cilt, kas, kemik ve bak doku yapısına destek ve güç sağlar.ü



Kolajen Nerelerde Bulunur?

“Kolajen nedir faydaları nelerdir? Nerelerde bulunur?” sorusu merak edenler için şu şekilde yanıtlanabilir: Vücuttaki kolajenin neredeyse %90'ı tip 1 olarak adlandırılır ve bu tip genellikle cilt, tendonlar, iç organlar ve kemiklerin organik yapılarında yer alır.

Kıkırdak, kemik iliği, lenfoid doku ve saç gibi bölgelerde de diğer tipler mevcuttur. Amino asitler vücutta çeşitli protein türlerinin kolajen dahil yapı taşlarını oluşturur. Vücut alınan proteinleri amino asitlere parçalar ve kendi kolajenini üretir.

Proteince zengin gıdalar (örneğin beyaz et, kırmızı et, yumurta, süt ürünleri, baklagiller, kuruyemişler ve tahıllar) ile dengeli bir beslenme programına sadık kalındığında kolajen yapımında kullanılacak belirli yapı taşlarına sahip olunabilir. Taze sebze ve meyvelerden oluşan zengin bir diyet antioksidan sağlama konusunda etkili olup vücudu kolajeni ayrıştırabilecek oksidatif stres etkisine karşı korur.



Kolajen Eksikliği Nedir?

Kolajen azlığı özellikle cilt üzerinde hoşnutsuz etkiler yaratır. Bedenin kolajen üretme yeteneği yaş ilerledikçe doğal bir şekilde düşüş gösterir. Ek olarak aşırı güneş ışığına maruz kalma, sigara tüketimi ve yanlış beslenme de kolajen üretimini kısıtlayabilir. Yaşlanmanın dışında insanların yeterince kolajene sahip olmamasının en büyük sebebi kötü beslenmedir. Eğer beden gerekli olan elementlere yani amino asitlere ve işlemek amacıyla gereken besinlere sahip değilse kolajen üretimi azalır. Yaşlandıkça beden doğası gereği daha az kolajen üretir. Bu durum 20'li yaşların ortasında başlar. Bedendeki kolajen miktarını belirlemek için spesifik bir yol yoktur fakat kolajen eksikliği belirtisi olan semptomlar gözlemle rahatlıkla fark edilebilir. Bu belirtiler aşağıdaki gibidir:

  • Cilt esnekliğini kaybeder ve bu durum ciltte kırışıklıklara sebep olurken yaraların iyileşmesi daha uzun sürer.
  • Tendonlar ve bağlar sertleşip esnekliklerini kaybeder.
  • Kas kitlesi düşer.
  • Kıkırdak erir ve eklem ağrısı veya osteoartrit meydana gelir.
  • Bağırsak duvarı incelir ve daha fazla sindirim sorunu çıkabilir.


Kolajen Faydaları Nelerdir?

Kolajen, hayati öneme sahip olan bir protein türüdür. Bağ dokusunun bozulmasında ve vücut bütünlüğünün korunmasında kritik bir rol oynar. İşte kolajenin vücut için önemli çalışmalarından bazıları:

  • Cildin Sağlığı:üKolajen cildin elastikiyetini ve nemini artırarak yaşlanma belirtilerini geciktirir. Ayrıca kırışıklıkların ve ince çizgilerin görünümünüüazaltabilir.
  • Kemik ve Eklem Sağlığı:üKemik yoğunluğunu artırmaya yardımcı olur ve ayrıca eklem ağrısınıühafifletebilir.
  • Saç ve Tırnak Sağlığı:üSaçların kalitesini artırabilir ve tırnakların güçlenmesineüyardımcı olabilir.
  • Sindirim Sağlığı:üBazı araştırmalar kolajenin sindirim sistemini destekleyebileceğiniügösterir.
  • Kalp Sağlığı:üKolajen damarların yapısını koruyabilir ve bu da kalp hastalığı riskiniüazaltabilir.
  • Kas Büyümesi:üSporcuların kas kütlesini arttırmak için kolajen takviyeleri kullanabileceğiübilinir.

Bu nedenle, kolajenin vücut için çok önemli bir yapı taşı tamamlandı. Dengeli bir diyet ve takviyelerle kolajen alımının sağlanması, genel sağlık ve yaşlanma belirtilerinin sürdürülebilirliğinin önemi önemlidir.



“Kolajen nedir faydaları nelerdir?” yazımıza devam edelim…

Kolajen İçeren Besinler Nelerdir?

Vücutta cilt ve deride, tırnakta, saçta, kıkırdak ve kas dokularında doğal olarak bulunan kolajeni doğal yollarla besinlerden sağlamakta mümkündür. Özellikle kırmızı renkli olan besinler içerdiği antioksidan ile kolajen üretimini arttırır. Kolajen içeren besinler şunlardır:

  • Tavuk, hindi, dana eti gibi hayvansal proteinden zengin et ürünleri,
  • Sardalya, somon, uskumru gibi soğuk su balıkları,
  • Kolajen üretimine yardımcı olan ve amino asit içeren yumurta,
  • Yoğurt, süzme peynir, lor peyniri ve süt gibi süt ve süt ürünleri,
  • Ispanak, pazı, lahana, brokoli ve kara lahana gibi yeşil yapraklı sebzeler,
  • Portakal, greyfurt, mandalina ve limon gibi narenciye meyveleri
  • Çilek, böğürtlen, ahududu ve yaban mersini gibi kırmızı meyveler,
  • Badem, ceviz, soğan, biber, fasulye ve bezelye gibi doku oluşumunu destekleyen biotin içeren besinlerde bulunur.


Kolajen içeren besinleri tüketmek, doğrudan kolajenin cilde ve vücuda alınmasını sağlamamaktadır. Vücut, kolajen içeren besinleri aldıktan sonra sindirir ve proteinleri sentezler. Doğru beslenme planı ile de kolajen üretimi desteklenir.



Yaşa Göre Kolajen Kullanımı Nasıl Olmalıdır?

Yaşa göre kolajen kullanımı kişiden kişiye değişebilir. Yaşa göre kolajen kullanımı nasıl olmalı sorusuna genel anlamda şu yanıt verilebilir:

  • 20’li Yaşlar: 20’li yaşlarda vücut yüksek oranda kolajen üretebilmektedir ve bu nedenle kolajen takviyesi almaya gerek yoktur. Öte yandan cilt sağlığına katkıda bulunmak amacıyla çok düşük miktarda kolajen alınabilir.
  • 30’lu Yaşlar: 30’lu yaşlarda vücudun kolajen üretimi azalır. Bu nedenle cilt sağlığına katkıda bulunmak ve cilt esnekliğini artırmak için günde 2.5-5 gram arası kolajen alınabilir.
  • 40’lı ve 50’li Yaşlar: 40’lı ve 50’li yaşlarda cildin esnekliği azalır, nem kaybı yaşanır, kırışıklıklar ve eklem sorunları baş gösterir. Bu sorunlara karşı günde 5-10 gram kolajen alınabilir.
  • 60 Yaş Üzeri: Kemik yoğunluğunun korunması, eklem sağlığı ile ilgili sorunların azaltılması ve ciltteki yaşlanma etkilerinin bir miktar giderilmesi için günde 10-15 gram arası kolajen alınabilir.

“Kolajen nedir faydaları nelerdir?” yazımıza devam edelim…


Kolajen Kaybı Nasıl Önlenir?

Sağlıklı bir diyet vücudun kolajen üretmesine yardımcı olabilir. Kolajen oluşumunu destekleyebilecek maddeler arasında antosiyaninler, A vitamini, C vitamini, bakır ve prolin bulunur.

Antosiyaninler ahududu, böğürtlen, kiraz ve yaban mersini gibi bitkilerde yoğun olarak bulunur. A Vitamini hayvansal kaynaklı gıdalarda ve beta-karoten olarak bitkisel gıdalarda bulunur. C Vitamini biber, brokoli, çilek ileü limon ve portakal gibi turunçgillerde bulunur. Bakır ise kabuklu deniz ürünlerinde, kabuklu yemişlerde, kırmızı ette ve normalde eser miktarda içme suyunda bulunur. Prolin et, lahana, peynir, soya ve yumurta akında yoğun olarak bulunur. Bazı vakalarda lazer tedavisi, kolajen, elastin ve melanin büyümesini uyarabildiğinden çatlakların tedavisine yardımcı olabilir.



Vücuttaki kolajen miktarını tüketen bazı faktörlerden kaçınmak cildi daha uzun süre sağlıklı tutabilir. Bunun için öncelikle yüksek şeker tüketiminden kaçınmak gereklidir. Yüksek şekerli bir diyet, kan şekerlerinin proteinlere bağlanarak gelişmiş glikasyon son ürünleri oluşturduğu süreci tetikler. Gelişmiş glikasyon son ürünleri ise yakındaki proteinlere zarar verir ve kolajeni kuru, kırılgan ve zayıf hale getirebilir.

Tütün dumanında bulunan birçok kimyasal ciltte hem kolajen hem de elastine zarar verir. Bu nedenle sigara tüketiminden ve tütün ürünlerinin kullanımından kaçınmak gereklidir. Nikotin ayrıca cildin dış katmanlarındaki kan damarlarını daraltır. Bu, cilde besin ve oksijen verilmesini azaltarak cilt sağlığını tehlikeye atar.



Güneş ışığında doğal olarak bulunan ultraviyole ışınları, kolajenin daha hızlı parçalanmasına, kolajen liflerinin zarar görmesine ve ciltte anormal seviyelerde elastin birikmesine neden olur. Güneş ışığındaki UV ışınları tarafından zarar gören derideki kolajen tekrar kendisini toparlamaya başladığında cilt yanlış şekilde yeniden yapılandırılabilir ve bu da kırışıklıkların oluşumuna neden olur. Bu nedenle güneş altına çıkıldığı zaman güneşe karşı koruyucu krem, şapka ve uzun kollu elbiseleri kullanmak kolajen kaybından kaynaklı kırışıklıklara karşı faydalı olabilir.

Bazı otoimmün bozukluklar, antikorların kolajeni hedeflemesine neden olabilir. Diğer genetik değişiklikler de hücre dışı matrisi etkileyebilir. Vücut tarafından doğal olarak üretilen kolajen oranı daha düşük olabilir veya işlevsiz, mutasyona uğramış kolajen olabilir. Düzenli egzersiz görünür yaşlanmayı azaltmaya ve kolajeni korumaya yardımcı olarak cildi, kemikleri, kasları ve eklemleri daha uzun süre sağlıklı tutabilir.



“Kolajen nedir faydaları nelerdir?” yazımıza devam edelim…

Kolajen Takviyesi İşe Yarar Mı?

Kolajen takviyeleri ciltte kolajen üretimini tetiklemeleri sayesinde cildin daha nemli, gergin ve yumuşak olmasını sağladıkları iddiası ile satışa sunulmaktadır. Bu ürünleri kullanan kişilerden alınan geri dönüşler ise aylar içinde sonucun görülmeye başladığı, cildin daha parlak tırnakların daha sağlam olduğu yönündedir. Bu konu ile ilgili olarak az sayıda yapılmış olan bilimsel araştırmalara göre kolajen takviyelerinin içerisinde bulunan kolajen peptitleri cilt kuruluğunu ve kırışıklıkları azaltmaya yardımcı olmaktadır. Yapılan bir çalışmada sekiz hafta boyunca kolajen takviyesi alan kadınların cilt gençleştirme etkisi yaratarak, ciltlerinin elastikiyetinin arttığı ve derin kırışıklıklarda azalma olduğu saptanmıştır.



Düzenli Kolajen Kullanımı

Kolajen kullanımı yaşa ve cildin deformasyon derecesine göre değişir. Ancak yapılan tüm klinik çalışmalar, kolajenin etkisini görebilmek için en az 3 ay kullanılması yönündedir. Kolajenin bu 3 aylık süre boyunca hiç ara verilmeden kullanılması önemlidir. Kolajen desteğinin 3 ay sürekli kullanılması deri kırışıklıklarında azalma, deri elastisitesinde artış, hidrasyon (su tutma) ve dermal kolajen yoğunluğunda artış sağladığı gözlenmştir. Kolajen takviyesinin genellikle güvenli olduğu ve bildirilmiş bir yan etkisi olmadığı belirtilmektedir. Ancak bunları kanıtlayacak geniş kapsamlı bilimsel çalışmalara ihtiyaç vardır.



“Kolajen nedir faydaları nelerdir?” yazımıza devam edelim…

Hangi Kolajen Kullanılmalı?

Kolajen eksikliği belirtileri vücutta pek çok değişikliğe neden olur. Yaşlanmayla birlikte bu proteinin doğal yollardan karşılanması yeterli olamayacağı için takviye alarak alınması yararlı olacaktır.

Kolajen takviyeleri, son yıllarda kullanımı yaygınlaşan popüler gıda takviyelerinden bir tanesidir ve çok çeşitli formları vardır. Gıda takviyeleri bazı ilaçları kullanan kişilerde veya birtakım hastalıkları bulunan bireylerde olumsuz sonuçlara neden olabilir.

Yine aynı şekilde kolajen eksikliği bulunmayan hastalarda bu takviyelerin kullanımı da istenmeyen etkiler yaratabilir. Dolayısıyla kolajen desteği kullanmaya başlamadan önce mutlaka bir dermatoloji uzmanına danışılmalıdır.



Kolajen takviyelerinin tablet, kapsül, toz ve sıvı formları mevcuttur. Kolajen dışardan takviye olarak alındığında öncelikle sindirim sisteminde yapıtaşı olan aminoasitlere parçalanır ve aminoasit olarak kana karışır.

Farklı formlarda üretilen kolajen takviye ürünleri arasında likit şekilde tüketilecek kolajen takviyesi, vücudun adaptasyon ve hızlı reaksiyonu açısından en faydalı yöntem olarak öne çıkar. Kolajen ürününün daha çok emilebilmesi için kolajenin biraz daha parçalanmış daha etkili hali olan hidrolize peptid kolajen içeren takviyeler tercih edilmelidir.



Toz ve tablet ürünlerin kullanımı zordur. Sıvı ürünleri, kullanım kolaylığı ve emilim oranlarının yüksek olması nedeniyle tercih edilmelidir. Kolajen sentezine destek olması için ürünlerde bakır, çinko, C vitamini ve glutatyon, koenzim ve alfa lipoik asit gibi antiaoksidanlar bulunması etkinliğini artırabilir. Kolajen destek ürünleri içeriği balık, tavuk veya sığır kaynaklı olabilir.

Kolajen takviyelerinin daha iyi etki göstermesi için kahvaltıdan yarım saat önce veya gece yatmadan aç karnına alınması daha iyi olur.



“Kolajen nedir faydaları nelerdir?” yazımıza devam edelim…

Kullanılması Gereken Kolajen Miktarı Nedir?

Kullandığımız kolajenin miktarı çok önemlidir. Önerilen günlük doz, doğal kolajen (kemik tozları) için 7.5 - 10 gram, hidrolize peptit kolajenler için de 2.5 - 5 gram arası dozlardır.

Kolajen takviyelerinin daha çok emilebilmesi ve en yüksek biyolojik yararlanımın sağlanabilmesi için 3000 dalton civarında moleküler ağırlığı olan düşük molekül ağırlıklı kolajenleri tercih etmeliyiz. Molekül ağırlığı çok yüksek olan toz ve tablet kolajenlerin emilimi yetersiz olduğu için yararları azalmaktadır.



Kullanım süresi yaşa göre değişkenlik göstermekle birlikte kişinin ihtiyacına göre karar verilmelidir. Klinik çalışmalara göre kolajenin etkisini görebilmek için en az 3 ay hiç ara verilmeden kullanılması gereklidir.

Kolajen takviyelerini genelde 30’lu yaşlardan sonra bireyin ihtiyacına göre öneriyoruz. 30-50 yaş arasında yılda 2 defa 3’er aylık kürleri, 60 yaş üzerinde yılda 3 defa 3 aylık kürleri tavsiye ediyoruz.



Kolajen Dokuyu Harekete Geçirmek için Öneriler

Öncelikle sağlıklı kalmak için yaşam tarzı değişiklikleri yapılması gerekmektedir. Sadece bir besin takviyesi kullanarak mucizevi bir etki beklenmesi doğru bir yaklaşım değildir. İlk yapılması gereken var olan kolajeni korunmaktır.

  • Kendi kolajeninizi korumak için;
  • Egzersiz, kolajen yapımına destek veren en etkili yoldur. Düzenli egzersiz yapın.
  • Sağlıklı ve dengeli beslenerek; protein, vitamin ve mineralleri gerçek gıdalardan almaya çalışın.
  • Kemik suyu, yumurta, balık, fasulye gibi yiyecekler bu konuda idealdir. Kolajen üretimini artırmak ve var olanı korumak için etkili yollardan biri de bir vitamin A türevi olan retinol kullanmaktır. Retinol yanında vitamin C serumlar da antioksidan etki ile kollajen yıkımını azaltır.
  • Cildinizi kolajen yıkımından korumak için sigarayı bırakın, güneşten mutlaka korunun, düzenli ve yeterince uyuyun, şeker ve rafine edilmiş ürün tüketmeyin.
  • Deride kolajen üretimini uyaran lazer, fraksiyonel radyofrekans (altın iğne), dermapen, dermaroller, PRP uygulamaları bir dermatoloji uzmanı tarafından yaşa ve ihtiyaca göre seçilerek düzenli olarak uygulanmalıdır.


“Kolajen nedir faydaları nelerdir?” yazımıza devam edelim…

Kolajen Azalmasına Neden Olan Faktörler

Bazı faktörler vücuttaki kolajen seviyelerini azaltır. Bunlardan kaçınmak cilt sağlığı için önemlidir;

  • Yüksek şeker tüketimi kolajeni azaltır: Yüksek şekerli bir diyet, kan şekerlerinin proteinlere bağlanarak gelişmiş glikasyon son ürünleri (AGE'ler) adı verilen yeni moleküller oluşturduğu bir süreç olan glikasyon oranını artırır. AGE'ler yakındaki proteinlere zarar verir ve kolajeni kuru, kırılgan ve zayıf hale getirebilir.
  • Sigara kolajene zarar verir: Tütün dumanında bulunan birçok kimyasal ciltte hem kolajene hem de elastine zarar verir. Nikotin ayrıca cildin dış katmanlarındaki kan damarlarını da daraltır. Bu, cilde besin ve oksijen verilmesini azaltarak cilt sağlığını tehlikeye atar.
  • Güneşlenme kolajenin hızlı parçalanmasına neden olur: Güneş ışığında ultraviyole ışınları, kolajenin daha hızlı parçalanmasına, kolajen liflerine zarar vermesine ve anormal elastinin birikmesine neden olur. Güneş ışığında UV ışınları dermisteki kolajene zarar verir ve cilt yanlış bir şekilde yeniden yapılarak kırışıklıklar oluşturur.
  • Otoimmün bozukluklar kolojen yıkımına sebep olur: Bazı otoimmün bozukluklar, antikorların kolojeni hedeflemesine neden olur. Genetik değişiklikler, hücre dışı matrisi etkileyebilir. Üretilen kolajen daha düşük olabilir veya işlevsiz, mutasyona uğramış kolajen olabilir.
  • Yaşlanma kolajeni azaltır: Yaşlanma süreci, kolajen seviyelerinin zamanla doğal olarak tükenmesine neden olur. Bunu engellemenin bir yolu yoktur.

Tütün ve aşırı güneşe maruz kalmaktan kaçınmak ve sağlıklı bir diyet ve egzersiz rejimini takip etmek, görünür yaşlanmayı azaltmaya ve kolajeni korumaya yardımcı olabilir, cildi, kemikleri, kasları ve eklemleri daha uzun süre sağlıklı tutar.



Kolajenin Zararları Nelerdir?

Kolajenin zararları genellikle düşük yan etkiler olarak seyreder. Bireylerin aşırı, dengesiz ve bilinçsizce kullanması sonucu kolajen zararları yüksek oranda seyredebilir. Kolajen zararları kullanılan kolajenin tipine, dozuna ve kişinin genel sağlık durumuna göre farklı etkilerle ortaya çıkabilir.

Olası zararları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Bu tarz ürünler genellikle hayvansal ürünler kullanılarak üretilirler. Eğer hayvansal ürünlere karşı alerjiniz varsa öncelikle bir uzmana danışmanız gerekebilir.
  • Nefes darlığı, kaşıntı, kurdeşen gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
  • Böbrek hastalığı olan bireylerde böbrek sorunlarına neden olabilir. Bu tarz takviyeler vücuttaki oksalat seviyesinin yükselmesine neden olur, bu da beraberinde böbrek taşı riskini getirebilir.
  • Bazı kolajen takviyeleri yüksek kalorili olabilir bu yüzden kilo alımına sebep olabilir.
  • Mide ekşimesi, şişkinlik, mide bulantısı, gaz sorunları gibi mide sorunlarına neden olabilir.
  • İshal ve kabızlık gibi sindirim sistemi rahatsızlıklarına yol açabilir.
  • Kanama bozukluğu olan kişilerde kanın pıhtılaşmasını etkileyebilir. Kanın pıhtılaşmasını zorlaştırabilir.
  • Bireyin kullandığı ilaç varsa kolajen takviyesine başlamadan önce bir sağlık personelinden uzman görüşü almalıdır. Bu tarz takviyeler bazı ilaçlarla etkileşime girebilir ve bu etkileşim sonucu birey olumsuz sağlık sorunlarıyla karşılaşabilir.


“Kolajen nedir faydaları nelerdir?” yazımıza devam edelim…

Kolajenin Yan Etkileri Nelerdir?

Kolajenin yan etkileri bireylerin sağlık geçmişine bağlı olarak değişir. Bazı kişiler alerjik reaksiyonlar gösterebilir. Mide bulantısı, kusma, kaşıntı döküntü gibi etkiler bu takviyelere karşı alerjik reaksiyon geliştirildiğinin bir göstergesi olabilir. Kolajenin yan etkileri bazı bireylerde böbrek sorunları olarak kendini gösterebilir. Yüksek dozda alınan bu takviyeler böbreklerde hasara sebep olur.

Bu tip hasarları en aza indirmek için dengeli bir doz alımının yanı sıra bol su ile tüketilmesi kişinin sağlığını koruması için önemlidir. Kolajenin yan etkileri bazı bireylerde ise sindirim sistemi hassasiyetleri olarak ortaya çıkabilir. Birey bu süreçte kabızlık, ishal veya başka sindirim problemleri yaşayabilir.

Bir başka yan etki olarak bireylerin hızlı bir şekilde kilo alımına sebep olmasını sayabiliriz. Bazı kolajen takviyeleri içeriğinde bulunan maddeler gereğince yüksek kaloriye sahiptir. Bu yüzden bu ürünleri kullanan kişilerde hızlı bir şekilde kilo alımına sebep olabilir.



Kolajen Takviyesi Fiyatları

Kolajen fiyatları kullanılan kolajen markası, kolajen firması kullandığı teknoloji, içerdiği kolajen dozu, kolajenin USP onaylı olup olmadığı gibi faktörler sebebi ile farklı fiyatlarda olabilir.



“Kolajen nedir faydaları nelerdir?” yazımızda kolajen hakkında merak edilen soruları cevapladık. Umarız faydalı olmuştur. Sağlıklı günler dileriz.
Kaynak: Ayşenur Yılmaz