Bilinen en eski içeceklerden biri olan Boza bir Türk içeceğidir. Seveni olduğu gibi sevmeyeni de vardır. Ekşimsi tadı boza alkollü mü sorusunu akıllara getiriyor.
Yüzyıllardır varlığını sürdürebilen bu içecek hakkında pek çok nokta merak ediliyor. En çok da bozanın hammaddesi sorulmaktadır.
Peki, boza alkollü mü, içerisinde ne var, tarihçesi nedir? Detayları yazımızda paylaştık…
Boza Nedir? Boza Alkollü mü?
Boza özellikle kış aylarının ve ramazan ayının en favori içeceklerindendir. Kendine has kıvamı, rengi ve tadı ile birçok kişi tarafından sevilerek tüketilmektedir.
Önceden sokaklarda bozacılar tarafından satılan bir içecek olan boza günümüzde bu şekilde satılmasa da hala marketlerde yer almaktadır.
Aslında boza için bir gelenektir denilebilir. Orta Asya'dan Anadolu'ya gelen boza, Türk kültüründe önemli bir yere sahiptir.
Türkiye’de boza bir dönemin sosyalleşme ve eğlence aracı olmuştur. O dönemlerde bozacılar halk türküleri ve maniler söyleyerek satış yaparmış. Fakat zamanla bu gelenek yok olmuştur.
Gelenek olmasının sebebi sadece eğlence ve sosyalleşme aracı olması değil, aynı zamanda şifa deposu olarak bilinmesidir. Boza fermente edilerek elde edilen bir içecektir. Bu sayede sağlık açısından pek çok faydası bulunmaktadır.
Boza fermente yöntemi ile elde edilir. Bu sebeple, içerisinde probiyotik barındırır. Probiyotik ise insan sağlığı için önemlidir.
Fermente edilmesi sebebiyle de ekşi bir tada sahiptir. Bu sebeple de boza alkollü mü değil mi diye merak ediliyor.
Boza yapımında içerisine alkol eklenmese de fermantasyon işlemi sırasında alkol oluşur. Fakat bozanın alkol oranı, %2'yi geçmediği için alkollü içecekler sınıfına girmez.
Boza alkollü mü sorusunu yanıtladığımıza göre boza hakkındaki diğer detaylara geçelim…
İlginizi çekebilir: Tane Tane Pirinç Pilavı Nasıl Yapılır? Pilav Yapmanın Püf Noktaları!
Boza Faydaları Nelerdir?
Bazı kaynaklara göre milattan önce 8.000’li yıllardan itibaren yapılan boza bir şifa kaynağıdır. Geleneksel bir lezzet olan boza faydaları saymakla bitmez.
Boza, zengin besin içeriği ile birçok faydaya sahiptir. İçerisinde A, B1, B2, B3, B5, B6, B12, C, E vitaminleri ve kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor, potasyum gibi mineralleri bulundurmaktadır.
Bu vitamin ve mineraller sayesinde bozanın insan sağlığına iyi geldiği birçok noktası vardır. Boza faydaları sırasıyla aşağıdaki gibidir:
- Sindirim sistemini düzenler: Probiyotik içeriği ile bağırsak florasını dengeler ve sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasını destekler. Bozadaki probiyotikler, bağırsaklarda bulunan yararlı bakterilerin sayısını artırmaya yardımcı olur ve sindirim sistemi daha sağlıklı çalışır.
- Kilo vermeye yardımcı olur: Lif içeriği yüksek bir içecek olması sebebiyle tokluk hissi verir ve kilo vermeye yardımcı olabilir. Bozadaki lif, midede sindirimi yavaşlatarak daha uzun süre tokluk hissi sağlar.
- Enerji verir: Yüksek kalorili bir içecektir ve bu nedenle bozadaki karbonhidratlar, vücuda enerji sağlar.
- Soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklara karşı korur: Bozadaki A, C ve E vitaminleri bağışıklık sistemini destekler. Bu sayede soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklara karşı korur.
- Cilt ve saç sağlığını destekler: A, C ve E vitaminlerinden zengin olan boza sayesinde cilt ve saç sağlığı güçlenir. A vitamini, cilt hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olur. C vitamini, cildin kolajen üretimini destekler. E vitamini, cildin nemlenmesini ve korunmasını sağlar.
Görüldüğü üzere boza faydaları oldukça fazladır. Cilt sağlığından bağışıklık sistemine kadar birçok önemli etkiye sahiptir.
Boza Nasıl Yapılır?
Yüzyıllardır sofralarda yerini alan boza hakkında bilinmeyen pek çok nokta var. Boza alkollü mü sorusundan sonra en çok sorulan soru da boza neyden yapılır sorusu olmuştur.
Boza, darı irmiği, şeker, ve mayadan yapılan fermente bir içecektir. Milattan önce ortaya çıktığı ve Türkler tarafından Anadolu'ya getirildiği düşünülmektedir.
İşte, orijinal boza tarifi aşağıdaki gibidir:
Malzemeler:
- 2 su bardağı darı irmiği
- 2 su bardağı su
- 1 su bardağı şeker
- 1 çay kaşığı maya
Yapılışı:
- Darı irmiğini bir tencereye alın ve üzerine su ekleyin.
- Karışımı orta ateşte sürekli karıştırarak pişirin.
- Karışım koyulaşıp kıvam alınca ocaktan alın.
- Karışım ılınınca içine şeker ve mayayı ekleyin.
- Karışımı cam bir kavanoza alın ve üzerini streç film ile kapatın.
- Kavanozu karanlık ve serin bir yerde 48 saat bekletin.
- Boza mayalandıktan sonra süzün ve servis edin.
- Servis ederken üzerine tarçın veya leblebi eklemeyi unutmayın.
Püf noktaları:
- Boza yapımında kullanılan darı irmiğinin ince olması gerekir. İnce darı irmiği, bozanın daha kıvamlı olmasını sağlar.
- Bozanın mayalama süresi bozanın kıvamını ve tadını etkiler. Daha koyu ve ekşi bir boza isterseniz daha uzun süre mayalandırabilirsiniz.
- Bozayı olabildiğince metal kaplarda saklamaktan kaçının. Sağlık açısından boza cam kaplarda saklanmalı.
- Bozayı mayaladıktan sonra buzdolabında saklayabilirsiniz. Bozayı buzdolabında saklamak, bozanın raf ömrünü uzatır.
Türk geleneğinde önemli bir yere sahip olan boza tarifi bazı yerlere göre değişiklik gösterir. Bazı yerlerde darı irmiği yerine arpa, buğday, çavdar, yulaf, bulgur veya pirinçle yapılır.
Fakat değişmeyen bir şey var ki boza muhakkak tarçın ve leblebi ile servis edilir.
İlginizi çekebilir: Yaprak Sarma Pişirmenin Püf Noktaları: Sarmanın Yumuşak Olması İçin Ne Yapmalı?
Bozayı Kim İcat Etti?
Bir zamanların en popüler içeceği olan boza şimdilerde eskisi kadar tüketilmese de yüzyıllardır varlığını sürdürmektedir.
Boza tarihi milattan öncesine kadar dayanmaktadır. Milattan önce 8000’li yıllardan beri var olduğu düşünülen boza ilk olarak Mezopotamya ve Doğu Anadolu civarında görülmeye başlanmıştır.
Daha sonra boza, Akdenizli tüccar gemiciler aracılığıyla batıya, oradan da Hazar Denizi güneyinden doğuya yayılmıştır. Son olarak, Çin, Afganistan, İran ve Volga havzasına kadar geniş bir alana yayılmıştır.
Osmanlı'da Boza Yasağı
Osmanlı İmparatorluğu döneminde esnaf gruplarının sıkı bir denetim altında tutulduğu bilinmektedir. Özellikle de İstanbul’da çarşı ve pazarlarda yiyecek ve içecek satan esnafların faaliyetleri titizlikle takip edilmiştir.
Bozacılar, alkollü boza sattıkları gerekçesi sebebiyle özellikle sıkı denetimden geçen esnaf gruplarından biri olarak bilinir. İstanbul’da ise iki tür boza satılmıştır. Bunlardan biri de içilmesi halinde sarhoş edecek kadar alkollü olan ekşi bozadır.
Bu içecek fetva ile yasaklanmış, sadece içilmesi değil; aynı zamanda üretimi yapılan bozahane veya meyhaneye gitmek de benzer şekilde yasaklanmıştır.
Tatlı boza ise Osmanlı döneminde haram olmadığı için bu tip bozayı satan yerlere gitmek kahvehaneye gitmek ile hemen hemen aynı idi. Özellikle kış aylarında bozahaneler İstanbul halkı tarafından sıklıkla ziyaret edilen yerler arasında olarak biliniyor.
Not: Günümüzde İstanbul Vefa Bozacısı hala daha çok ünlüdür. 1876’da kurulan işletme Osmanlı ile birlikte savaşlara ve Cumhuriyet’in kurulmasına da tanıklık etmiştir.
Alkollü ekşi boza üreten bozahaneler ise devletin yakın takip ettiği yerler arasında bulunmuştur. Bu dükkanların kendi faaliyet alanlarını aşmaları ise Osmanlı Devleti’nin hassasiyetinin en önemli nedeni olmuştur.
Alkollü boza satan bozacıların dükkanları kapatılırken, bozahane adı altında gizlice alkollü içecek satan yerlerin sahipleri ise kürek cezasına çarptırılmıştır.
Dedikodu yuvası olarak da bilinen bozahanelerde Osmanlı’nın içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik durumlar da sıkça tartışılmıştır. Ayrıca burada biriken kalabalıkların neden olduğu gürültü, çevre rahatsızlığına yol açtığından bu yerlere ruhsat verilmesi konusunda çekincelerin olmasının bir diğer nedenidir.
1715-1716 tarihlerinde şeyhülislamlık yapan Menteşzade Abdürrahim Efendi’nin fetvalarında bu duruma dair çeşitli hükümler bulunmaktadır.
Sıkça Sorulan Sorular
Boza nedir ve alkollü mü haricinde diğer sorulan sorular aşağıdaki gibidir:
Boza Öksürüğe İyi Gelir mi?
Şifa deposu olarak bilinen bozanın öksürüğe de iyi geldiği bilinmektedir.
Boza Neden Yasaklandı?
Boza içerisinde oluşan alkol sebebiyle eski zamanlarda yasaklanmıştır. Günümüzde ise boza yasak değildir.
Boza Hangi Yöreye Ait?
Boza Türk halkının anayurdu olan Orta Asya’ya aittir. Türkiye, Makedonya, Kosova, Bulgaristan, Bosna-Hersek, Arnavutluk, Karadağ, Sırbistan, Romanya, Kazakistan ve Kırgızistan gibi yerlerde tüketilmektedir.