Başgönül “Bugün, Türkiye’nin dört bir yanında demokrasiye, özgürlüklere ve halk iradesine sahip çıkan sendikacıların, siyasi parti üye ve yöneticilerinin, öğrencilerin ve gazetecilerin gözaltına alınmasına tanıklık ediyoruz. Sabah saatlerinde gerçekleştirilen ev baskınları ve şafak operasyonlarıyla, aralarında sendika temsilcilerinin, parti yöneticilerinin ve öğrencilerin bulunduğu onlarca kişi gözaltına alınmıştır. Bu operasyonlar muhalefeti susturmayı ve sindirmeyi amaçlayan baskı politikasının bir parçasıdır.”

Başgönül, sözlerine şöyle devam etti.

Bakan Uraloğlu: 'İstanbul’da yolsuzlukların hesabını vermek yerine demokrasi diyorlar' Bakan Uraloğlu: 'İstanbul’da yolsuzlukların hesabını vermek yerine demokrasi diyorlar'

“Bizler, bu operasyonların hukukun üstünlüğü ilkesine gölge düşürdüğünü biliyoruz. Demokratik bir toplumda, eleştiri hakkı ve örgütlenme özgürlüğü temel değerlerdir. Ancak bugün, bu hakların kullanımını engellemek için yargı ve kolluk kuvvetleri bir baskı aracı olarak kullanılmaktadır. Siyasi iktidar, bu operasyonların “kamu düzeni” ve “güvenlik” gerekçesiyle yapıldığını ifade etse de barışçıl eylemlere katılanları, fikirlerini açıklayanları ve haklarını savunanları hedef alan bu uygulamalar, kamu düzenini sağlamak değil, aksine toplumsal gerilimi artırmak ve halkı korku iklimine hapsetmek sonucunu doğurmaktadır.  Buradan açıkça ifade ediyoruz: Gözaltı ve baskılarla demokrasiye sahip çıkanları susturamazsınız! Sendikaların emek mücadelesi, siyasi partilerin halkı temsil etme hakkı ve öğrencilerin geleceği şekillendirme iradesi engellenemez. Bu hukuksuzluklara karşı sessiz kalmayacağız.”

Muhabir: Onay Ozan